GÖRGÜSÜZ YENGE
- Kız Aysel huuu biz geldik kız aç kapıyı.
- Aaaaa Safer ağabey, Garibe Yenge, hoşge… hayırdır?
- Ne hayrı kız. İstanbola geldik, bi bizim geline uğrayıverelim dedik.
Birkaç hafta kalalım da bizi gezdirsin, bi göstersin etrafı neyi, sıkıldık evde kız.
- Neee? Birkaç hafta mı, habar vermeden mi yenge?
- Ne habarı. Abinle yengen geliyor. Habar verilirmiymişkine, sen her
daim hazır olucan.
- Yav yenge İmad evde yok, çocuklar okulda, her yer her yerde, yemek
neyin yok. Ne demek habarsız?
- Kes konuşmayı, ağaç ettin bizi, çekil kenara da bir oturalım,
soluklanalım, sonra bizim odayı gösteriver.
- Ne odası yenge. Burası iki odalı bir gecekondu. Bir odada çocuklar
bir odada biz kalıyoz.
- Tamam o zaman, at çocukları ordan, o odada biz kalırız. Sizde hep
barabar beş kişi aynı odada yatın. Birkaç hafta idare edin yav.
- Yav. Safer bir şey söylesene şu geline yav. Dut yemiş bülbül gibin
duruyon orda. Ne biçim kardeşin var, ne biçim karısı var. Bak bizi birkaç hafta
misafir edemiyorlarmış, yer yokmuş falan filan, yav dışarıda yatarım misafiri
yatırırım, birkaç hafta yav ne olucak, Değil mi Safer?
- Ben bilmem eşim bilir.
- Yav. Safer ağabey, anlayışlı olun biraz, bak İmad on saat çalışıyor.
Akşamın geç vaktında geliyor, yorgun argın, nasıl bu adamı dışarı atarsınız da
yatarız dersiniz? Ağabey bari şu görgüsüz, ayy Garibe yengeme bir şey söyle
yav. Gidin otelde neyin kalın. Bir akşam yemeğe alayım sizi amma o gün de bugün
değil. Kusura bakmayın.
- Yuhh! utanmaz gelin. Taaa Sivas Kangal’dan kalkıp gelelim sen bize
otelde kalın deyiver. Kız utanmaz gelin, bir otel kaç para sen biliyon mu?
- Neye haber vercemişim? Abisi kardaşına geliyor. Neyine habar
verecekmiş? Yabancı deliz ki biz haber verelim. Kardaşız biz kardaş.
- Eee o zaman neye alınıyon ki, yer yok, İki odalı bir gecekondu, sıkış
tepiş bir yer. Aynı yerde yiyip içip yatıyoz. Seni nereye koyak?
- Aha utanmaza bak. Tabii ki kendi yerini bana vercen. Ben misafirim.
Orasını sen düşün nerde kalcanı. Beni yatırıcan kendin uyumaycan. Ev sahaplığı
budur.
- Yav. Görgüsüz ayyy pardon Garibe Yenge. Sen Sivas’ın Kangal’ında, o
kar altında, soğuktan donmuşkene, bizi
Kangal ahırında yatırmadın mı? Üstümüze saman örtmedin mi? Hayvanlara yem
etmedin mi? Yarısı gün de def etmedin mi?
- Ööhhööö öyle mi yapmışam. Hiç habarım yoktu. Bizim böyük kızın
icadıdır. Safer ağabeyin öyle demiştir ki her zaman öyle şeyler der o, de mi
len Safeeer.
- Eeeee ben bilmem, eşim bilir.
- İşine gelmeyince eşin bilir. Çok biliyonuz siz karı koca maşallah.
Oturun birer bardak su için. Bir lokma da ekmeğim var yiyin ve gidin. Eğer İmad
gelir de sizi görürse köpekler aklına geliverir benden söylemesi.

- Peki buraya nasıl geldin görgüsüz yenge?
- Ne diyon sen şimdi bana kötü bişey mi söylüyon, görgüsüz neyin dedin
gibi geldi. Garibe deycedin herhal?
- Deycedim amma demiyom. Çok dedim çünkü. Sen şimdi biraz nefes al,
nefesini vermeden de heybeni sırtına yüklen, gerisin geri geldiğin yerden dön
yenge.
- Yazıklar olsun. Utanmaz olduğunu biliyodum amma bu kadar da dememişim. Ne yapar eder bizi birkaç hafta misafir eder
demişim. Konu komşuya da habar vermişim, bizim Aysel geline gidiyoz demişim.
- Yav Garibe yenge, söylediğini kulağın duyuyo mu senin? Tekrarlayıp
duruyon birkaç hafta diye, insan birkaç gün der. Ne demek hafta yav? Hiç mi vicdanın yok senin? Bir gün bile misafir etmediğin kişilere birkaç
haftalığına kalmaya geliyosun, bir de habarsız geliyosun. Görgüsüz deyince de
bana mı dedin diyosun?

- Pes valla görgüsüz yenge yav. Bir de kendi ağzınlan söylüyon ya. Eyi
ki dışarda yatın dememişsiniz yani. İmad o günü heç uyumadı. Çocukları zor bela
uyuttuk da biz sabahı zor ettik. Gelen otoboslan da döndük getti. Bi daha abim
ilen yengemi görmek istemeyom dediydi.
Bak bu kadan söylüyom, yol yakınkan gidin. Sona bir de dayak neyin atmasın ona
göre.
- Neee. Bi de misafir etmeyonuz da dövceniz mi bizi? Bütün köye
anlatırım bak. İmad ağabeyine vurdu derim. Habarın olsun.
- Yav. Görgüsüz yenge. Deyom kine İmad çok kızdı. Gözüm görmesin dedi.
Neyin anlamıyon? Sen adamı delirtçen mi? Abi gardaşı birbirine düşüncen mi?
Neye abisine el kaldırsın kine, görgüsüz yengesine kaldırıverir. Sen de
anlatıverirsin.
- Duydunmu Safer? Bak bunla bir olmuşla bizi dövceklemiş, sokağa
atçaklamış, İmad geliyomuş, gidin diyo.
- Neee??? İmad mı bilir. Yani diyon ki, İmad dövsün bizi.
- Ben bilmem İmad bilir.
- Pes bu adamdan da haaa. Hep böyle bu oturduğu yerden kalkmaz, herşeyi
bana bırakır. Sonra sen bilirsin deyip sıyrılıverir.
- Senin gibi bir karısı olunca insanın bildiği varsada unutmuştur
Yenge. Al bu Safer ağabeyimi de yola koyul. Adamcağızın kendi var, ağzı yok.
İki kardaşı vurdurtma birbirine, kalk git gerisin gerine.
- Öyle deyon gelin haaa. Vaaay bee. Ne umduk ne bulduk. Böyük kız
dediydi. Habarsız gitmeyin anne. Yengem kızar. Biz barı gelmeyelim siz gidin,
hem de masıraf olmaz dediydi.
Gelmedileee.
- Doğru demiş. Eyi yapmış. Sen bizim halımızı bilmeden etmeden, sana
geldiğimizde de halımızı hatırımızı sormadan yollarsan olcaaa budur. Kusura
kalmayın. Hadi size güle güle.

- Haydaaa bi de hediye bekleyodun yenge? Pes yanı. Gelen eli dolu gelir benim bildiğim
yav. Gidekene heybe doldurcamiş, pek biliyon sen. Yolda doldur bakalım. doldurabiliyon mu?
- Neye doldurcam? Paramı vakine dolduram. Boş getirdik boş götürüz işte
sizin ayıbınız.
- Yav görgüsüz Yengeeee!!! Çek
git yav. Bak sinirleniyom bak. İmad gelmeden ben şimdi seni evire çevire dövcem
bak. Geliyola bak. Yürü gittt!!!
- Koş Safer koş. Valla vurcak lan bu bize. Utanmaz gelin. Bütün köye
anlatmazsam seni. Kovaladı bizi deycem
bak. Ne heybemi doldurdu, ne de bizi uyutturdu deycem. Birkaç hafta bile
bize dayanamadı deycem. Bir bardak soğuk suylan geri yolladı deycem. Evinde de bir
kuru ekmek vamış onu uzattı, ben de yemedin deycem. Deycem de deycem. Rezil
etçem seni gör bak…
- Söylemezsen hatrım kalır. Görgüsüzlükte sınırın yok. Bi de almış
adamı yanına kendine kalkan yapmış, kim takar seni. Yürü git. Bak İmad geliyor
bak. Koşun koşun yetişir baakkk…
NOT : Gerçeklerle bir ilgisi yoktur. Tamamen hayal ürünüdür.
26 Ocak 2019 HASAN K.