BU OTOBÜSTE YAŞLILAR VAR
Bir belediye 65 yaş üstü kişilerden belediye otobüsleri ile ulaşımda ücret almıyor, işte böyle bir belediye otobüsünde yolcuların hepsi 65 yaşın üzerinde, bakalım neler yaşamışlar.
- Şöfer nereye gidiyo bu araba kardeşim.
- Senin gideceğin yere amcam.
- Haa öyle mi, iyiymiş be.
- Şöför ben Tokatlarda incem.
- Ben de Hacıyatmazda.
- Bu şimdi sahiden herkesin gitçee yere mi gidiyor emin misiniz beyefendi?
- Hanımefendi ben tekaüt olalı yirmi beş sene oldu. Şimdi Çimentoda
oturuyorum.
- Haa öyle mi. Benim kocam da öleli yirmi sene oldu. Ben kaloriferli evde
oturuyorum.
- Yirmi sene önce aldım ben de bu evi. Torunlar oturuyor şimdi. Ben de
huzurluyum.
- Ne güzel ne güzel efendim. Huzur varsa orda mutluluk da vardır.
- Mutlu Emekliler Huzurevi efendim.
- Ben tekaüt olmadan evvel, uçakları uçurmaktan sorumlu uçuş teknisyeniydim.
Ben uç demeden uçamazdı uçaklar. Tam yetkiliydim. Pilot uçucam dediydi de, uç
da görelim dediydim. Adam korkudan pilotluğu bıraktıydı yav. Benim onayım
olmadan uçmak kolay mı. Di mi efendim. Şimdi herkes uçuyor maşallah. Benim yanımdaki nereye gitti ki yav. Sanki yanımda
birisi oturuyor gibiydi.
- Şöfer bey yanlış arabaya binmedim dimi? Bu ne yav. Emekliler seyahat
turizmin sayın yolcuları gibi. Ne bunlar
65 yaş üstüne bedava diye mi bu kadar insan arabada, hepsi de yaşlı başlı.
Kendimi farklı hissettim şimdi yav.
- Doğrudur abim. Hepsi emekli bunların. Yaşlı teyzeler amcalar. Sabah
binip akşam iniyorlar. 65 yaş üstü bedava. Geziyorlar.
- Yapma yav. Evi bulduruyorlar mı bari?
- Valla orasını bilmiyom gari. Durağa bırakıyom. Sabah bakıyom aynı
duraktan biniyolar yine.
- Teyze sen nereye gidiyosun?
- Ama teyze bu otobüs Pangaltı'ya gitmiyor ki.
- Şöfer sizin gitçeniz yere gidiyor dediydi. Bindim bende.
- Yav teyze burası Çorum yav. Pangaltı ne arasın burda yav.
- Allah Allah. FesüphanAllah. Bu ne böyle şöför bey kardeşim. Ne oluyoruz yav. Peki ya teyze sen
nereye gidiyon?
- Torun üniversitede
okuyor. Bu Hoca da İstanbol’da dedi bir şey ama Mihrimah mı Mihrişah mı oralarda
biryerde hoca imiş. Çok derin hocaymış, herşeyciği bilirmiş, Padişahın kızıyla
evliymiş. Şimdi Paşa Hoca olmuş deyiler.
- Hakkaten
fenalık geldi bana yav. Teyze 2018’deyiz nerdeyse 2019’a giricez. Yav böyle
şeyler yok artık. İstanbul’da deniz kirli, çay da yoğurt da balık da eskisi
gibi yok. Bizim burdaki yoğurtlar daha iyi. Organik organik. Onların ki dandik.
- Tamam o zaman Çorum’da ineyim ben. Ordan devam ederim.
- Oğlum ben;
Emirganda Çay içeceğim, Kanlıca’da yoğurt, Çengelköyde balık yiyeceğim, Kız
Kulesinin karşısında oturup martılara ekmek atıcam.
- Vay anasını!!! Bu
ne yav!!! Teyze burası Çorum dedik ya yav. Ne emirganı, Ne Çayı, Ne balığı?
Burda deniz bile yok. Sen hayal mi görüyon? Nerden duydun böyle şeyleri, Kim dedi ki sana
bunları?
- Bizim torun
söyledi. Hasan Hocasından duymuş, o da Emir Eri Ramazan’a tembih etmiş…
- Dur dur dur. Hasan
Hoca kim? Emir Eri kim? Artık hocalarda emir eri mi kullanıyor yav? Teyze sen
iyimisin?
- Oğlum bu Hasan Hoca
demiş bunları, ben de duydum, içime işledi evladım, ölmeden önce ben de
buraları bir göreyim. Hasan Hocanın annesi gibin İstanbolu görmek istiyom,
ayaklarımı suya sokmak, nergislere dokunmak istiyom, mümkünse bir de kayığa
binmek isteyom a oğlum.
- Yav teyze iyi
güzelde madem söyleseydin toruna götürüverseydi seni yav. Hasan Hocası da sizi
gezdiriverseydi. Koskoca İstanbul’da
hangi Caminin hocasıymış bu?

- Yav teyze Padişah mı kaldı Allanını seversen, devir Cumhuriyet devri. Padişahın kızı da yok. Paşası da yok. Bu Hasan Hoca uydurmasıdır. Sen inanma onlara. Şimdi saraydayım da demiştir.
- Ha yaşa saraydaymış, Şapkacıymış önceleri. Padişahın yanından hiç ayrılmazmış. Çok severmiş onu…
- Öff yav. Sıcak
bastı valla. Teyze kulaktan dolma şeylerlen böyle koskoca İstanbul’a gidilirmi
yav. Ben gittim. Bu söylediğin şeylerin hiçbirini görmedim. Araba bolluğundan
yolda yürüyemedim yav. Sen adım atamazsın. Ki Kanlıca da yoğurtmu kalmış,
Emirganda çay mı kalmış, Kız Kulesine bakıp ta martılara ekmek atsan ne olur,
Bak etraf aç hayvan dolu, ekmek ver onlara yesinler işte. Bizim Laçinin
deresinde ayaklarını sok yıkan işte.
- Evladım o kadar
güzel anlattı ki torun, hem de hocasının yazdıklarını okudu, hayalimde
canlandırdım da ölmeden bir göreyim istedim. Çok mu şey istedim? Hani şöfer bizi istediğimiz yere götürürdü.
Belediye para da almıyor. Çek otobüsü İstanbola kardaşım.

- Olur mu oğlum. Sen
Hasan Hoca’dan daha mı iyi bilcen. Adam ilim irfan sahibi. Çok okumuş, çok
bilirmiş, onu bulup bana bütün camileri gezdir diycem. Mihrimah’ı da göster
diycem. Annesi gibin Eyüp Sultanda namaz kılmak istiyom bende.
- Şöför kardeşim beni
ilk durakta indir. Ben kafayı yemeden kaçayım, izninizlen. Sana Allah kolaylık
versin.
- Abicim alıştık biz. Her şeye evet. Nihayetinde son durak var. İniyorlar.
Bir başkasına biniyorlar. Yani hepsinin bir son durağı var.
- Ürperdim birden. Haklısın galiba. Böyle giderse biz 50 yaşında hep ayakta
seyahat edicez demektir.
- Sen de 65 olunca rahat edersin be abim.
- Heee???
21 KASIM 2018 HASAN K.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder