DÜŞTÜ DÜŞTÜÜÜ EMEKLİ DÜŞTÜÜÜ
Emekli Sıtkı Bey ve karısı Sıdıka Hanım semt pazarından alış veriş yapıyorlar.
- Düştü düştüüüü.
- Hanım ne düştü. Bi bakıver bakalım.
- Bizden ne düşcek bey, altı üstü iki soğan, bir patates aldık.
- Düştü diyoda adam. Bağırıp duruyor.
- Yav hanım bak mandalinalar düştü diyo.
- Almadık diyom ya ben sana. Olsa da düşse.
- Peki niye mandalina almadık biz yav?
- Yav Sıtkı Bey. Emekli adamın alacağı belli. Hangı parayla alcaz?
- O zaman ne yiyecez biz Sıdıka Hanım?
- Elinin körünü yiycez.
- O ne yav. İlk defa pişircen herhal.
- Yahu Sıtkı Bey emekli olalı kaç sene oldu sen hala çalışıyor gibi para
harcamaya kalkıyorsun.
- O zaman patates, soğan mı yiycez? Başka zarzavat almaycaz mı?
- Düştü düştüüüüü, yerli muz da düştüüü.
- Bak Hanım muz da düşmüş.
- Bize düşmedi yine bey. Kim bilir kime düşmüştür. Hep zenginlere düşüyo.
Bize de soğan sarımsak, yesek mi sabaha mı saklasak kalıyor. Onlarda zamlanmış.
- Bari bir kilo ayva alsak da yesek yav. Hiç meyve almaycazmı biz?
- Biz zaten ayvayı yemişiz Sıtkı Bey.
- Ne zaman yedik yav. Benim niye haberim yok.
- Yahu sen iyice bunadın ha. Durumumuz iyi değil manasına diyorum. Ancak
kısıtlı yersek geçiniriz. Bazı şeylerden fedakarlık edicez.
- E o zaman saçını boyatma. Bak ben boyatıyor muyum?
- Bir o kaldı zaten bey. Benim harcamam ayda yılda bir saç boyatmam. Sen de
berbere gidiyon, saçını düzeltiyon, sakalını kesiyon. Laf mı söylediğin.
- Ruj da oje de sürmüyom amma.
- Bulursan sür istersen. Sıtkım
sıyrıldı valla Sıtkı Bey.
- Ekmeksiz olur mu bey. İkimize birer ekmek, anca doyarız. Çay, şeker, yağ,
tuz, biber, artık yeter.
- Bu kadar mı?
- Para artarsa, pırasa, ya da lahana alalım da birini pişiririz birinden de
turşu yaparız. Ucuzundan zeytin de bulursak ne ala.
- Zeytin de mi kurcan?
- Tabi ya. Yapılmışı 15-20 lira arası. Biz kendimiz yaparsak 8.Liradan
alırız. Bir sekiz de bize kalır.
- Hesap makinası gibisin hanım yav. Ben hiç bunları düşünmemiştim.
- Sen okeye dön.
- Yav hanım bi okey oynuyoruz arkadaşlarla diye şimdi başımıza mı kakıcan
ha?
- Kakmıyorum ama fazla çay içme, evde içersin. Bir tane iç. Sorarsa garson
biraz sonra diyip oyala. Sen her geleni lüpletirsen, bu gidişle eve çay da alamaycaz
ona göre.

- Tamam ama bi tane. Ben de kendime iki yeşil elma alayım da. Her gün birer
dilim yerim.
- E o zaman bir ayva alalım da ben de birer dilim yiyeyim her gün.
- Olur.
- Ne hallara düştük be. Eskiden çuvalla alırdık, sonra kiloyla, şimdi de
taneyle, sonra dilimle. Allah sonumuzu hayır etsin.
- Amin. Ayağını yorganına göre uzat demiş atalarımız. Biz uzatalım da. Neme
lazım bey.
- Öyle Hanım. Sen söyleyince daha bi kötü oldum yav. Ne olcak bu emeklinin
hali…
21 KASIM 2018 HASAN K.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder