28 Mart 2020 Cumartesi

SENARİST'E SİTEM, SOHBET


SENARİST’E SİTEM

 


Be Hey Kara Vicdanlı Hain Senarist!
Önce adamı hayali kanser yapıp, aynı anda dördüncü seviyeye getirmeyi başarıyorsun da, peki o kanseri yok etmeyi nasıl başaramıyorsun. Ya da sevenleri ayırmayı maharet sayıyorsun da, birleşmelerine niye taş koyuyorsun.
Aşkları mahvettin, âşıkları kahrettin. Sen hiç sevgi nedir bilir misin? Hayatında hiç âşık oldun mu? Dört yapraklı yonca gördün mü? Aramayı denedin mi? Papatya falı baktın mı? Seviyor,  sevmiyor diye yüzlerce kez sayıkladın mı?
Hadi bunları geçtim hiç patates soydun mu? Soğan doğradın da gözlerinden yaşlar aktı mı? Yani sen hiç ağladın mı?
Kötülerin yükselmesi, öyle veya böyle haklı çıkmaları, güçlünün güçsüzü ezmesi, hatta tokatlaması senin hayattaki düsturun mu? Bunu mu savunuyorsun? Hiç evine gittiğin, yemeğini yediğin birini tokatladın mı? Diz çöktürüp, af dilettin mi? Hoşuna mı gitti ki bize de önerdin? Ders verir gibi gösterdin? 
Ne olurdu sevenler kavuşsaydı, ayrılıklar olmasaydı, insanlar ölmeseydi, yapılan hatalardan ders çıkarılsaydı, özürler yerini bulsaydı. Fakir ama gururlu, zengin ama onurlu, çalışan iki insanın birleşmesi senin hayallerin arasında yer almıyor mu? Peki, biz hayal kuramaz mıyız? Mutlu bir yuvamız olamaz mı?
Ne olurdu kelebekler uçuşsaydı, çiçekler açsaydı, güneş parlasaydı, yıldızlar sayılsaydı, sevenler kavuşsaydı. Dünürler kucaklaşsaydı. Hayat Bayram olsaydı.
Kararttın yüreklerimizi, saçlarımıza aklar düştü, gözlerimiz çöktü, kulaklarımız düştü. Ayaklarımızda derman, yüzümüzde renk kalmadı.
Kötü Yürekli, Ciğersiz, Hain Kadın,
Seni protesto ediyoruz, artık dizilerini izlemiyoruz. Seni sevmiyoruz. Sana VİZE koyuyoruz. Herkese Türkiye'ye giriş serbest, özellikle Park Si Hu ve Sa Kwon Kim direkt geçiş yapabilirler. Hava alanları 24 saat emirlerine amade, mihmandarlarımız Çiçek ve Böcek kendilerine refakat edecek. Ama seni yedi cihanda karamsar ilan ediyoruz. İki elimizde yakanda olacak. Bizi hayal kırıklığına uğrattın, sen de uğra.
Senaristliği bırak, insan olmaya bak. Çiçek, börtü böcek, tabiatı sev. Kuş besle, özellikle karga besle ki oysun gözünü. Vur kendini bayırlara, çayırlara, kendine gel. Ekvatora git kavrul, Kutuplara git buz tut da çözülme. 100 yıl öyle kal. Ya da uzayın derinliklerinde kaybol, bir daha da dönme. Yoksa biz seni getirmesini biliriz.
Hayal Kırıklığına uğramış izleyiciler.

15 MART 2018                      HASAN K.














































25 Mart 2020 Çarşamba

TÖVBE ETTİM, ŞİİR


TÖVBE ETTİM
 

Sen oradan baktın,
Ben buradan baktım,
Yarabbi sen ne güzel Hak’tın,
Ne güzel bir âlem yarattın.

Sen oradan baktın,
Ben buradan baktım,
Bu ay’ı, yıldızları, dünyayı,
Bütün bu canlıları, cansızları sen yarattın.

 
Fezayı, cezayı,
Sevabı, Günahı, adaleti,
Bin bir mahareti,
Yeri, göğü, akarsuları, gölleri,
Uçsuz bucaksız denizleri,
Bilinmeyen âlemleri sen yarattın.

Sen yaşayanların nefesisin,
Ölenlerin adresisin,
Bütün âlemlerin sevgilisisin,
Canlı, cansız bütün varlıkların efendisisin,
Sen yaratansın, kudret sahibisin,
Merhametlilerin en merhametlisisin,
Tövbe edenleri affedensin.
Ben de tövbe ettim.
Sana yaklaştım.

23 ŞUBAT 2019                HASAN K.




 
 



HATIRLAMIYORUM, ŞİİR


HATIRLAMIYORUM


Neyim varsa senindi,
Bana seninim dedindi,
Gururum incindi,
Heyhat!
Dilim tutuldu,
Kalbim kilitlendi,
Gözüm perdelendi,
Kulaklarım delindi,
Aklım silindi.
Kim bana seninim dedi?
Hatırlamıyorum…

30 MART 2019           HASAN K.























SESSİZ İZLEYİCİ GÖZÜYLE, SOHBET


SESSİZ İZLEYİCİ GÖZÜYLE


Muğlak Sessizlik şiirimdeki gibi bir hava var. 106 bölümlük dizi az değil. Herkes yorgun, argın. Türkçe alt yazı izliyorlar belki ama iki üç satır yazmaya gönülleri el vermiyor. Neden? Bittiiiii. Neyin yorumunu yapalım artık gibi bir şey. Şöyle düşünüyorlar muhtemelen;
Zaten bu muhterem herkes adına yapıyor. Maşallah sayfayı kaplamış. Her yer Hasan'dan geçilmiyor. Sanki My Only One yöneticisi, sahibi. Paramı alıyor ne? Bir de üstüne reklam yapıyor. Az sonraaa veya yeni dizimiz filan, böyle şeylerle ilgi mi çekiyor? Var bir şeyler ama ne? Ben kesinlikle menfaati olduğunu düşünüyorum. Yoksa bir insan bu kadar şeyi niye yapsın ki.
Mesela bunu bir dergi veya dizi/film tanıtım sitelerinde, ya da magazinlerinde yapsa çok kazanır herhalde. Buradan az da olsa bir şeyler alıyor gibi. Ben öyle anladım. Artık bilemiyorum. Ben gördüğümün yalancısıyım.
Mesela niye “Babel” dizisinde yapmıyor bunları. Ya da “Legal Hihgh”da filan, HIT dizilerden birinde, “Touch Your Heart”te. O diziyi çok sevdiğini ve birkaç bölüm çok övdüğünü filan duymuştum. Ben olsam ona yatırım yapardım. Hem de seyirci sayısı çok fazla. Bunu bizim gibi üç beş kişi izliyor. Yanlış yer seçmiş. Böyle giderse kovulur bu adam. Yazık. Çok da yazıyordu yav. Hiç üşenmeden, bir de şiirler, skeçler, sanki onun Bloku. Biz de mecbur okuyucuları. Kaç kere şikayet edeyim dedim de sonra herhalde bu kadar taviz varsa onların adamıdır, bulaşmayayım dedim. Tahminim kesin öyle. Ama iyi saklıyor kendini. Birkaç da yanına insan bulmuş, bunu fişekliyorlar ha bire. Yazdıkları da bir şeye benzese bari. Tırışkadan nağmeler. Kendi çalıyor, kendi oynuyor. Ben şimdiye kadar hiç katılmadım. Zaten bir tahmin yapıyor, yarısı boş. Şimdiye kadar bir kere mi ne tutturmuş. Bir de iyi izleyiciyim, üç kere izliyorum. Beş kere yorumluyorum. İçine girdim, senaristi tanıdım, anladım, yönetmeni tavladım filan diyor. Gülüyorum yahu.
Madem bu kadar iç içesin bari senaryoyu sen yaz dedim. Demez olaydım, adam bir yaz, bir yaz. Durduramadık. İki üç dizi senaryosu yazmıştır şimdiye kadar. Bir daha mı dedim tövbe. Durup dururken başıma iş alıyordum az kalsın. Neyse, dizi bitti de kurtulduk.
Yani demem o ki, benim sessizliğimin nedeni bu. Şimdi bir ses versem hemen atlar. O yüzden sessizliğimi koruyorum. Aman siz de koruyun. Bu adam “Muğlak Sessizlik” demiş ama bence “Derin Sessizlik”. Kuzuların Sessizliği gibi bir şey. Ne demekse. Yani aman diyeyim çıt çıkarmayın. Sakın ola yorum filan yapmayın, tıklamayın da. Uyandırmayın...
Ne diyeyim sessiz izleyicilere. Herkesin düşüncesi kendine ama sessiz bile olsa düşünceye saygı duyuyorum.

19 MART 2019                                        HASAN K.



























11 Mart 2020 Çarşamba

SONUNA KADAR, ŞİİR


SONUNA KADAR


Sanki yapraklar koparcasına döküldüler dallarından,
Rüzgar nereye eseceğini bilemedi esti ordan burdan,
Yer gök birbirine karıştı, her taraf toz duman,
Sanki kaynar sular döküldü üstüme durmadan,
Koştum koştum da yığıldım kaldım aman aman,
Gözyaşlarım yağmur oldu da döküldü gözlerimden,
Feryat figan ne çok ağladım,
Yüreğime kor ateşler düştü de dağladım,
Ben ne yaptım da böyle dağıldım,
Sevgime karşılık bulamadım diye afalladım,
Vazgeçmeyeceğim diyerek de toparladım.
Sonuna kadar seveceğim diye de söz bağladım.

07 MART 2020         HASAN K.








6 Mart 2020 Cuma

RÜYAMDA, ŞİİR



RÜYAMDA


Rüyamda;
Yıldızları tutuyorum elimle,
Demiri eritiyorum sevgimle,
Güneş kıskanıyor beni,
Aklımı kullanıyorum,
Eşyaları yerinden oynatıyorum gözlerimle.
Galaksiler davet ediyor beni,
Aya inat uçuyorum peyklerimle,
Kuşlarla konuşuyorum bülbül sesimle,
Kötülükleri siliyorum dünyadan bir nefesimle,
İyiyi hakim kılıyorum adillik yetkisiyle,
Ama kötülük buluyorum bumerang etkisiyle.
Kaydıraktan kayıyorum,
Soluğu dağlarda alıyorum,
Yükseklerden aşağıya bırakıyorum kendimi,
Nehirlere salınıyorum,
Nefesimi tutup bir dalınca,
Kendimi okyanusta buluyorum.
Yüzme bilmediğim aklıma geliyor,
Boğuluyorum diyorum,
Bağırarak uyanıyorum.

26 Ocak 2020           HASAN K.  







 


TEK TABANCA, ŞİİR


TEK TABANCA


Kafasında tek tük saçlar,
Uykusuz mahmur bakışlar,
O bedbaht, o halsiz duruş,
O kendiliğinden oynayan düşük omuzlar,
O seni ayakta tutamayan bacaklar,
Yürüyemeyen ayaklar,
Kalbin artık tek tük atar,
Seni kurtaracak ne bir ümidin var,
Ne de seni senden alacak bakışlar,
Sen bitmişsin oğlum,
Artık tek tabanca kal,
O tek tabanca seni vursun yeter.

Not: Tek tabanca burada kişinin yalnız kalması anlamında kullanılmıştır. Silahlı ilgisi yoktur.


29 OCAK 2020        HASAN K.






















5 Mart 2020 Perşembe

İLK GÖRDÜĞÜMDE ANNEMİ, ŞİİR


İLK GÖRDÜĞÜMDE ANNEMİ


Karlı bir kış günüydü,
Beyaz kazağı yünlüydü,
Saçları düğümlüydü,
İlk gördüğümde annemi.
Açık tenli, temiz yüzlüydü,
Masmavi gözlüydü,
Bakışları hüzünlüydü,
İlk gördüğümde annemi.
Alnı dardı,sarı kaşları vardı,
Dikkat çeken kepçe kulaklardı,
Benimse şaşkınlığımdı,
İlk gördüğümde annemi.
Beni kollarına aldı,
Göğsüne yaslayıp öylece kaldı,
Sanırım bir miktar ağladı,
İlk gördüğümde annemi.
Kalbi yerinden fırlayacakmış gibi atıyordu,
Fesleğenle bastırılmış hanımeli kokuyordu,
Hep gözlerimin içine bakıyordu,
İlk gördüğümde annemi.
Ninni söyler gibi konuşuyordu,
Elleri ile başımı okşuyordu,
Dudakları ile yanaklarımı öpüyordu,
İlk gördüğümde annemi.
Beni sevdiğini söyledi,
Biriciğim, oğlum dedi,
Boğazı düğümlendi,
İlk gördüğümde annemi.
Bana şeker aldı,
Sıcak bir çorba içtim, süt kabağım kaldı,
Uykum geldi, kucağında salladı,
İlk gördüğümde annemi.
Daha ne hatıralarım vardı,
Anlatmaya kalksam bir tarih kitabı tutardı,
Geriye vedası kaldı,
Son gördüğümde annemi.
Canım annem,
O şimdi bir melek.

25 ŞUBAT 2020   HASAN K.






HANIM, KISA HİKAYE



HANIM
Kızıma,


Yaşlı adam bunamıştı artık. Bazen hatırlıyorum diyordu ama hiçbir şeyi hatırlamıyordu. Sanki geçmiş silinmiş gitmişti.  Ama her zaman "hanım uyurken üstümü örtse, uyandığımda sıcak bir çorba yapsa da önüme koysa, sonra da bir çay içsem de kendime gelsem" der dururmuş.
Yine böyle bir gün divanda uyuya kaldığında, bir el üstüne bir şeyler örtmüş, örterken yaşlı adam uyanmış ve “hanım üstüme bir şeyler ört, üşüyorum” demiş. Hanım gülümsemiş. 
Uyandığında da çorba kasesini önünde gören adam  “hanım bir kase çorba yapsa da içsem diyordum” demiş.  Çorbayı içen yaşlı adam “Sıcacık” demiş. Hanım gülümsemiş. 
Tam da bu sırada demlenen çayın kokusu gelmiş burnuna, sevinmiş, “Ahanda bir de çay içsem diyordum” demiş. Çayı içen yaşlı adam “çok tatlı” demiş. Hanım gülümsemiş.
Bir sonraki gün yaşlı adam vefat etmiş. Yüzünde mutlu bir tebessüm, elinde de bir kağıt parçası varmış. Kağıtta “Kızım Ayşen merak etme, annen bana iyi bakıyor” yazıyormuş.
Kağıdı okuyan kızı gözyaşlarını tutamamış.  Ağlayarak “Şimdide  sen anneme iyi bak baba” diyerek babasını ahirete uğurlamış. 


NOT : Gerçeklerle ilgisi yoktur. Tamamen hayal ürünüdür.

  

19 ŞUBAT 2020               HASAN K.