30 Mart 2019 Cumartesi

PRENS İLE SARAY HANIMI, MASAL


PRENS İLE SARAY HANIMI


Çok eski zamanlarda ülkelerden bir ülkenin bir Prensi varmış. Bu Prens hizmetçiden doğma imiş ama enine boyuna, bileği bükülmez, sözü kesilmez, savaşçı mı savaşçı, adil mi adil, bilgili mi bilgiliymiş. Adı da Lagün’müş.
Günlerden bir gün  babaları Kral ölmüş, abisi Prens Yuncan Kral olmuş, fakat daha önce krallık yapmış olan amcalarının oğlunun da krallıkta gözü varmış, karda yürür izini belli etmezmiş, çok da sinsi birisiymiş. Aklı yerine kılıcını çalıştırır, kasap gibi adam doğrar imiş, kan severmiş, insan sevmezmiş, adalet duygusu yok, vicdanı hiç yokmuş. Gözü dönmüş biriymiş. Aklı fikri kral olmakta, krallıktaki kral başta olmak üzere, Veliaht Prensi de onların etrafındakilerini de öldürmekmiş. Onun adı da Litan’mış.
Bir gün haince bir plan yapmış ve bunu uygulamaya koymak için de cariyesinden yardım istemiş. Demiş ki, bana öyle birisini bul ki bu planı uygulamak için şu iftiraları atayım ve bunu şehrin her yanına yayayım demiş. Cariye Bokdan da şehrin dilenciler kralı Dalmon’un çocukluk aşkıymış. Buna güvenerek Dalmon’un kapısını çalmış. Dalmon’dan yardım istemiş. Şu ana kadar sürekli Prens Lagün’ün tarafında olan Dalmon çocukluk aşkını kıramamış ve Prens Litan’a yardım etmeye karar vermiş. Şehrin her tarafına dilencileri vasıtasıyla el ilanları dağıtmış ve bu el ilanları ile Prens Lagün’ün ölen Kralın oğlu olmadığını yaymış. Prens Litan’da bir dilekçe yazdırarak Prens Lagün’ün tahta çıkmak için ihanet planları yaptığını bildirmiş.
Bunun üzerine Kral Yuncan Prens Lagün’ü tutuklatmış. Bana karşı nasıl hain planlar yaparsın diye de haşlamış. Seni yargılayacağım. Suçlu görülürsen seni asacağım demiş. Güya ondan hiç böyle bir şey beklemezmiş, çok alınmışmış. Çok sinirlenmiş ve kızgınlığından sarayın tavanları ve tabanları erimişmiş.
Hemen bir soruşturma açılmasını emir buyurmuş ve soruşturmanın başına da eski hain müfettişlerden Başmüfettiş Bunco’yu getirmiş. Müfettiş Bunco hainlikte sınır tanımayan, gözü kara, arkadan iş çevirmeyi, plan yapmayı, iftira atmayı ve birilerine kazık atmayı çok seven biriymiş. Hemen Prens Lagün’e yakın iki arkadaşını tutuklamış ve evlerine de zehir koydurtmuş, onu da bulmuş gibi yapmış. Bakın demiş kralı zehirlemek için plan yapıyorlardı. Prensin işbirlikçisi bunlar demiş. Kral küplere binmiş. Daha da hırslanmış.
Fakat bu hain planları haber alan Prens Lagün’ün arkadaşı Müfettiş Efendi Munsu harekete geçmiş. Önce Dalmon’a gidip bu olanlardan haberin var mı demiş, o da bildiği halde haberim yok demiş. Öyle olunca emrindeki Müfettişler Candar ile Bong’dan bu konu hakkında bilgi toplamalarını istemiş. Onlar da Başmüfettişin soruşturmalarda rapor değiştirdiğini bulmuşlar ve Dalmon’un da şehrin her tarafına el ilanı dağıttığını rapor etmişler. Bunun üzerine Efendi Munsu bu el ilanlarını alıp Prens Lagün’e göstermiş, Prens Lagün Dalmon’un ona nasıl ihanet ettiğine şaşırmış. Güya Dalmon daha sonra hatasını anlayıp erenler gibi ermiş ve birden evliya olmuş, aksakal takmış; Ey Veliaht bunların hepsi düzmece bunları yapan Prens Litan haberin olsun demişmiş. Prens Lagün’de “Yapma yav öylemiiii hiç bilmiyordum. Peki neden adam genel evde içki içiyor dediydin” deyince “Yav o gün kafam iyiydi,  bir de eski çocukluk aşkımı gördüm, çarpılmışım, bak gözlerim şaşı, kaşlarım ayrıldı, bitişikti, saçlarıma ak düştü. gerçekten çarpılmışım yani böyleyken böyle demiş.”
Hemen Prens Lagün durumu krala arzetmiş. Kral’da;
“Aaaaa öylemiymiş, vah vah yanlış anlamışım yav. Demek bizim tatlı prensimiz Litan yazmış dilekçeyi ha. İyi iyi bir daha lazım olursa bizde ona yazdıralım dilekçeleri. Çok beğendim dilekçe yazışını, az kalsın beni kandırıyordu. Seni de suçsuz yere öldürüyordum. Neyse o yine cariyeyle dolaşsın, genel evde içsin, o insan kaçakçısı ile planlar yapsın. Bırakın zahir gariban yav. Ellemeyin. Arada bir canı sıkılınca birkaç kişiyi öldürsün. Zaten COSUN ülkesi ne ki, bir evleklik yer. Ne kadar adam öldürürse ÇİN’den o kadar adam ithal ederiz. Ona herşey serbest. Aman ha Prens Lagün sen dikkat et, sakın ola imzasız da olsa mektup filan getirme, yırt,yak dilekçeleri, daha kalem elindeyken imha ettir. Yoksa yakarım seni.” demiş, sonra yaverine dönüp “Ne diyordum ben, Prens Litan’ı i çok severim. Bana oradan bir but kesip getirsin, cüsseme göre iri bir but olsun. Yahni yapın akşama yiyeceğim. Boğazıma düşkünüm. Canım Litanım benim. Sensiz ben ne yaparım. Bir arzusu olursa çekinmesin gelsin, onun için her yol COSUN” demiş.
Fakat hain Başmüfettiş Bunco Prens Lagün’ü yargılatmakta direnmiş, kendini soruşturmada yargıç yaptırtmış. Bu adam kendini kral bile yaptırabilirmiş ama neyse ki kan testine tabi tutuyorlarmış da adamın kanı tutmuyormuş. Yoksa onu da olurmuş. Onun annesi de hizmetçiymiş üstelik. Her şeyi  tutuyor ama kan grubu tutmuyormuş. Kan grubu Kral + olcakmış. Artısı varmış ama Kralı yokmuş kanında.
Hain Başmüfettiş ile hain Prens Litan yargılamada Prens Lagün’ün aklanacağını anlayınca kaçmışlar. Kaçarlarken kurtlar tarafından kapılacaklarmış ki o devirde kurtlar bunlara tenezzül etmemiş, Kaplanlar tarafından kapılmışlar ve dağa kaldırılmışlar. Bunu duyan Cariye Bokdan çocukluk aşkı Dalmon’dan yardım istemiş. Litan’ı Kaplanlar kaptı, sen Aslansın birşey yap, eski aşkımız hatrına demiş. O da, her şey senin için. Artık seni kurtardım, cariye değilsin demiş ve kılıcını çekmiş, Bokdan’ı kaçırmış.
Dalmon muradına ermiş ama peki Prens Lagün ne yapmış. Sevdiği kadın müfettiş Yoji’yi  göremedi diye karalar bağlamışmış, Nerde bu? Kala kala Efendi Munsu’ya kaldım diye içerlemiş, bir de çok yapışkan diye şikayetçi olmuş, Yahu ben Veliaht Prensim, adam bana ikide bir abi mabi diyor sarılıyor filan diyormuş, yani bak sırf bu yüzden kral olasım geliyor, bu adamı astırıcağım diyormuş. Yoji’yi sayıklıyormuş. Ama Yoji yer yarılmış içine girmiş sanki, nerede aradılarsa da bulamamışlar.
Meğerse Yoji gizlice Prense tuzak kuran bu hain Prens Litan ile Başmüfettiş Bunco’nun peşindeymiş, dağlarda saklanıyormuş. Kaplanlarla arkadaşlık kurmuşmuş. O iki haini kaplanlara bu kaçırtmış. Kaplan ininde onları bekliyormuş. Bu ikisini kaplanlar getirince onları bir güzel benzetmiş. Prens Litan’ın yanında taşıdığı bu çok tesirli zehri alıp bunlara içirmiş,
İki hain oracıkta zehirlenerek ölmüşler. Yoji ise cesetlerini alıp saraya getirmiş ve kaplanlar parçalamasın diye zehir içmişler demiş. Kral’da prens Litan’ın ölmesine çok üzülmüşmüş, kala kala kaldık bu çok bilgili, atik, çevik, adil Prens Lagün’e demiş. İşim çok zor artık krallık yapmam da imkansız demiş, Krallıktan feragat etmiş. Gerekçesi de Litan’ın getirdiği butlar mideme oturdu. Yahnisini fazla kaçırmışım ishal oldum. Haram yedim, adil olmadım, taraf tuttum, halt ettim demiş, bu Krallık senin hakkın diyerek Prens Lagün’e Krallığı devredip inzivaya çekilmiş.
Prens Lagün ise Kral olduğu ilk gün emir vermiş ve Efendi Munsu’yu en uzak köye Muhtar olarak göndermiş, gözümün önünden gitsin, bana bulaşmasın, yoksa onu fena yapacağım demiş. Efendi Munsu kendisini Muhtar yapan Krala yine sarılarak, abi abi sağol diyerek, son bir defa yapışkan bir şekilde yılışarak veda etmiş.
Kral’da Yoji’yi saraya getirterek onu çok istediği saraya Saray Hanımı yapmış. Ona Saray Hanımı ne demek bir güzel anlatmış. Masal bu ya; beş kız, beş erkek çocukları olmuş, en küçük oğulları Dandanakan ise babasından sonra kral olmuş. İlk işi bir Saray Hanımı ile evlenmek olmuş. Yani gelenek babadan oğula böyle devam etmiş gitmiş. Artık her genç kızın rüyası Saray Hanımı olmakmış.

NOT : Haechi dizisinden esinlenilmiştir.

29 MART 2019                                   HASAN K.


 














Hiç yorum yok:

Yorum Gönder