24 Şubat 2019 Pazar

OYA HANIM'IN GERÇEKLEŞEN RÜYASI, SKEÇ


OYA HANIM’IN GERÇEKLEŞEN RÜYASI


Oya Hanım ile Dalya'nın hala Dora ile ilgili çekinceleri var. Büyük anne Parlak Hanım ne kadar zor durumda kalsa da Dora'nın onunla ilgilenmesini istemiyorlar. Bir daha aileye dönmesine şiddetle karşılar. Bu nedenle; Doruk'un eski sevgilisi Suna'ya yağ çekmeye devam ediyorlar. Bunun üzerine havaya giren eski sevgili Suna; Dalya ve Oya Hanıma çeşitli zorluklar çıkarıyor ve onları adeta yerlerde süründürüyor.
 
- Suna nereden aldınız acaba bu ipek fuları size çok yakışmış, çantanız ise harika, ben de aradım ama…
- Oya hanım lütfen kapasitenizin üstündeki şeyler için endişe buyurmayın. Onlar sizin ulaşacağınız markalar değil.  Bütçeniz yetmez.
- Ama ama benim param vaaaar. Ne demek şimdi, biraz ayıp etmiş olmuyor musunuz?
- Canım Oya Hanımcığım ben sizin için bunlardan birer tane ayırttırırım. Tabii ki ikinci modellerinden, bunlar seri ve şu an piyasada yok. Ama ikinci seri dediğimiz bir alt sahtesi piyasada var. Size de çok yakışacak.
- Ama ama Suna sen müstakbel kaynanana nasıl böyle bir şeyi layık görebilirsin?
- Sayın Füçur kayın validecim, biz zaten ayrı kulvarlardaydık.  Ben birinci sınıf bir holdingin tek kızıyım, bizim şirketimiz Uzakdoğuda Japonya, Tayland, Çin, Filipinler,Tayvan, Avrupa ve hatta Türkiye'de bile faaliyet gösteriyor. Doruk ise ikinci sınıf bir şirketin müdürü, sadece Türkiye de şubesi var.  O da Doruk’un Fanları şubesi.
- Ay fena oluyorum. Ne demek bütün bunlar Sunaaaaa. Sizi anlayamıyorum.
- Anlayamayacak ne var Füçur Kayın validecim,  Dalya için de ikinci el reyonumuz var birinciden hiçbir farkı yok inanın oradan beğendiğinizi alabilirsiniz. Onun da tabii ki sizinle boy ölçüşebilmesi mümkün değil.  Çok banal bir kişilik ve kendisiyle beni karşılaştırmazsanız iyi olur. Onlara alt katta bir yer ayarlayın lütfen, üst kata çıkamasınlar. Yüz okutucu koyduracağım. Sadece Doruk ve beni tanıyacak, aynı yerlerde olursak sanki kapımın dinleyicisi olacakmış gibi geliyorlar. Nefret ederim böyle şeylerden. Lütfen benim giriş ve çıkış anlarımda yoluma çıkmasınlar. Rica edicim.
- Neee??? Bunu Başkana nasıl izah ederiz, kat'iyen böyle şeylere rıza göstermez.
- Sevgili Füçur kayın validem, fücur kayın pederim zaten hayatını çalışma odasında idame ettiriyor. Orada yatıp kalkıyor. En fazla annesinin odasında kalıyorlar. Gereksiz buluyorum bu çıkışınızı. Herhalde bu durumun bilinmesini istemezsiniz.
- Öhöm öhöm ama ama Suna ben böyle şeylere müsaade edemem biliyorsun.
- Evet biliyorum. Tokat da atıyorsunuz. Haahahaha. Bunlar fantastik hikayeler, Dalya bahsetmişti de, çok fantastik ve banal buluyorum. Ben böyle şeylere tevessül etmem, merak buyurmayınız.  Size iyi davranacağım.
- Nasıl, anlamadım?
- Tokat atmayacağım, samimi davranacağım. Yemek yapmanızı istemeyeceğim. Sadece benim için olan şeyleri takip etmeniz yeterli olacak. Yemeğin takibi, giyeceklerin temizliği ve ütülenmesi, özellikle 120 çift ayakkabım var, günlük bakımlarının yapılması, toz alınması, vesaire.
- Ne takip etmek mi? Yemek mi? Giyecek mi? Ayakkabı mı?
- Evet füçcur kayın validem. Mesela sofrada her gün değişik bir yemek olmasına özen gösterin lütfen. Ben İstakoz, Kaz Ciğeri ve İstiridye tercih ederim.  Haftanın bir günü  mutlaka Fugu (Japon yemeği) yerim. Çorba olarak Kuş Yuvası çorbasını tercih ederim. Yemeklerimde safran eksik olmamalı.  Beluga Havyarına bayılırım. Lütfen havyarın kızarmış ekmekle servis edilmesine dikkat edin.  Siz alışık değilsinizdir. Sizin için ayrı menü yaptıralım diyorum. Sazan balığı çorbası ve Sazan Balığı Yahnisi sizin için mükemmel olur. Kılçıklıdır bu balıklar, Dalya ayıklasın lütfen. Sizin o güzel ağızınıza batmasını istemem. Diğer zamanlarda da Kimçi yiyin açlığınızı giderin. So Ju hiç içmedim ama iyi gider diyor bizim çalışanlar. Tavsiye ederim.

- Af buyur, ben sizin bu söylediklerinizden hiçbir şey anlamadım.  Ahtapot, Yılan balığını anlarım da, hamsi balığını filan,  ama bu pişirilmesini istedikleriniz ne ola ki.?
- Hahahahayyyttt. Füçur kayın validecim. Alışacaksınız. Şimdiden talim etmeye başlayın. Aşçılara da bunları öğrenmeleri için eğitim aldırın lütfen.  Kuş Yuvası Çorbası ile Kuş Yuvası tatlısını karıştırmasınlar. İkisini de ayrı ayrı öğrensinler. Beyaz şarap severim.  Bir şarap mahzeniniz yoksa en kısa sürede inşası için elemanımı görevlendireceğim. Çok değişik ülkelerden misafirlerimiz gelecekler, yüz yıllık şarap bulundurmamız gerekir. O günler konağı da terk etmenizi rica edicim. Lütfen otelimde konaklayın lütfen. Her türlü konforu mevcuttur.  Dalya ve müştemilattaki hizmetliler de hamamda kalsınlar artık… Ayak altında özel hizmetçilerim dışında kimseyi görmek istemem,  lütfen bunlara dikkat ediniz. Kayın pederimi de bilgilendiriniz. Böyle şeylerle ben muhatap olmak istemiyorum.
- Hoşşş  şöyle. Kırılmaz iseniz tabii ki ama nasıl bir gelin bu eve gelir de bize tabi olmaz, biz ona tabi oluruz. Anlamadım hiç. Aile büyüğümüz annem de hasta şu anda. Bakıma ihtiyaç duyuyor.  İlgilenilmesi gerek…
- Füçur kayın validem. Mutlaka öyledir. İkinci gelinler bu işler içindir. Lütfen Dalya'yı görevlendirin. Sabah akşam kapısında beklesin. Sıcak yemekleri üflesin. Soğuklara püf lesin. Herhangi bir işi yok ve çok prezantabl bir kişilik değil.  Ayak altında dolaşacağına büyük anne ile pekala ilgilenebilir. Sütü kaynatarak içebilir. Yatağını da büyük annenin odasına getirebilir.  Ben onun giyim kuşam ve aksesuarları için ikinci el mağazadan bir görevliyi görevlendiririm. Dışarı çıkmasına gerek yok, hizmetine göre de kendisine prim verebilirim. Bir kumbara koyup performansına göre içini doldurup boşaltabiliriz. Benim personelim bundan çok memnun. Dalya'nın da memnun kalacağını düşünüyorum. Yörük’de boş vakitlerinde eşine destek olurlar, gerekirse lokantasını da kapatsın, ben kendisine harçlık da tahsis ederim. Daha ne olsun.
- Bayılmak üzereyim. Bir fenalık geldi içime. Sanki hafakanlar basıyor, geliyorlar, geliyorlar, geldiler….

Kan ter içerisinde Oya Hanım uyanır ve bunun bir rüya olduğunu düşünerek biraz hava almak için odasından çıkar, bir de ne görsün, Suna Hanım koca masada tek başına yemek yiyor. Hizmetçiler ve Dalya başında bekliyor. Boşalan kadehini dolduruyor ve el pençe divan duruyorlar. Her tarafta gizli kameralar ve alarm cihazları takılmış, turnikeden geçiliyor ve üst kat için görüntülü sistem çalışıyor, kapı girişinde bir güvenlik görevlisi ve turnike var. Üst arama dedektörü ile üst aranıyor. Aranan ise Başkan. Başkanın arandığını gören Oya Hanım HAVALI….diye bağırıyor, gerisini getiremeden  bayılıyor.
Bir ambulans sireni duyuluyor uzaktan, güneş yeni batıyor, dışarıdaki kızıllık içeri vuruyor, açık pencereden hafif bir rüzgar perdeleri titreterek içeri doğru esiyor.  Salonda bir sessizlik, sadece tek bir çatal sesi duyuluyor, fonda Mozart'ın 40.senfonisi çalıyor.  İçeride ağır bir hava var. Suratlar asık, vücutlar terli, ayakta dikilmekten ise sıkıntılı oldukları seziliyor.
Havayı;  MÜNİBEEE!!!   diye bir bağırtı dağıtıyor. Büyük anne Parlak Hanım odasından çıkmış Her zamanki gibi kardeşi Münibe'yi  arıyor. Yemek yiyen Suna Hanım hiç istifini bozmadan yemeğine devam ediyor ki bir el kafasındaki saçları yoluncaya kadar, seni fesadın kızı seni, sen benim Münibe'min sevdiğini nasıl ayartırsın diyerek saçını başını yoluyor. Yemekler devriliyor, sandalyeler yerlerde, hizmetçiler ise karışmıyorlar, üstelik kaçıyorlar. Ancak güvenlik görevlisi imdada yetişiyor ve Suna Hanımı kurtarıyor. Suna Hanım can havliyle kendini dışarı atıyor ve bir daha onu etrafta kimse görmüyor. Tevatür bu ya Doruk'u terk edip soluğu Türkiye’de aldığı, buradaki şubenin başına geçtiği rivayet edilmektedir. Büyüksün büyük anne...

NOT. Gerçek olaylarla bir ilgisi yoktur. Tamamen hayal ürünüdür.

23 ŞUBAT 2019                                 HASAN K.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder