DAĞITSAM KENDİMİ
Üç çocuk, bir adam,
Tıkıldım dört duvar bir tavan,
Biz hiç mi geçemeyeceğiz,
Bu yüksek kaldırımlardan.
Şöyle bir kafeye kurulup,
Getir oğlum bir çay diyemeyecek miyiz?
Kendi kendimize denize giremeyecek,
Ayağımızı da mı sokamayacağız?
Bunaldım ulan!
Şöyle bir hava alsam,
Kaçsam deliler gibi.
Su içsem kana kana,
Terlesem, koksam, solusam,
Yorgun eşek gibi.
Uzatsam ayaklarımı da,
Keyif yapsam, dinlensem.
Öf ulan öf desem!
Bu ne sıcak be! Desem.
Bir dondurma yesem,
Üstüne su içsem,
Geberiyorum desem.
Çılgınlıklar yapsam,
Dans etsem sokak ortalarında.
Sokak müzisyenleri çalsın,
Ezgiye uymasam da,
Notaya uymasam da olur,
Detone olsam da.
Haykırarak şarkı söylesem,
Şöyle içimi döksem de,
Ne kurtlarım varmış bir görseler.
Dinlesem rüzgârın esişini,
Dalgaların sesini,
Yaprakların hışırtısını,
Komşuların fısıldayışını.
Sokaktaki hayvanları sevsem,
Kendimle özdeşleştirip de,
Onlara fazladan sevgimi göstersem.
Martılara ekmek atsam,
Tavuklara yem, balıklara da.
Sevdiklerimle dizi izlesem,
Tanımadığım insanlarla sinemaya gitsem,
Film izlesem onlarla.
Mesela sağımda solumda oturanlarla,
Bir patlak mısırımı paylaşsam.
Gülsem kahkaha ile de,
Herkes bana baksa.
Ne kadar güzel kahkaha atıyor,
Ya da bu ne görgüsüzlük deseler,
Yine de gülsem saatlerce.
Neşelensem gün boyu,
Etrafımdakileri de neşelendirsem,
Mutluluğun resmini göstersem onlara,
Bu desem.
Sanki ben biliyormuşum da,
Onlar da bana inanıyorlarmış gibi.
Mutluluğun bir resmi var mı?
Çizmişler mi? Bilmişler mi?
Mutluluk var mı ki,
Hep süregelen, hiç bitmeyen, daimi.
Bir kıvırtsam diyorum,
Öyle veya böyle,
Dağıtsam kendimi.
06 EYLÜL 2022 HASAN K.