DISLIKE
YANLIŞLIKLARI
Abbas Ağa
yılların verdiği yorgunlukla pencerenin kenarına uzanmış, uzaklara dalmıştı.
Pencerenin önünde uçan kuşlara el sallıyor. Onlara yem vereceğim diyerek kuru
ekmek arıyordu. Kuru ekmekleri de ufalayıp kuşlara atıyordu. Camı da açmış
maskesini de takmıştı. Onları seyrederken buğulanan gözlüklerinden de havanın
bugün ne kadar puslu olduğunu zannediyordu. Halbuki hava günlük güneşlikti.
Yağan yağmurun ardından toprak kokusu her yanı sarmıştı.
Ağaçlar
yapraklarını dökmüş, çıplaklaşmışlardı. Çöpleri toplayan çöpçüde artık daha da
rahattı. Yaprak toplamaktan kurtulmuş, bankın üstüne oturmuş, rahatça sigarasını
tüttürüyordu.
Cadde boyu
arabaların sağlı sollu parklarından yol görünmez olmuş, insanlar sokakta
yürüyemiyor, Çöp Kamyonları çöplere yanaşamıyor, arabalar aradan geçmek için
tabiri caizse birbirlerini yiyorlardı. Korna sesleri kulakları tırmalıyordu.
Abbas Ağa
bunlara bakarken birden uyandı sanki, bir şey aklına geldi.
- Ezel oğlum, dedi.
- Buyur baba.
- Dislike
yanlışlıkları.
- Af buyur.
- Oğlum
bilmiyor musun? Like : Beğendim. Dislike: Beğenmedim demek.
- Baba ne alaka
ya. Sen nereden biliyorsun böyle şeyleri.
- Oğlum akıllı
telefon aldık, bilgisayarda diziler filan seyrediyoruz ya.
- Eeeeee
- işte
instegrama giriyoruz, feysbook'a giriyoruz, twittere giriyoruz filan.
- Aboooo!
- Oralarda böyle resimlerin, yazıların altlarına tıklıyoruz, anladın mı?
- Yani.
- Oralara ben hep Dislike atmışım. Yani beğenmedim demişim.
- Ne var bunda. Ben hiç tıklamadım mesela. Bilmiyorum yani.
- Eyvaaaahhh! Bilmiyor musun?
- Bilmiyorum tabii baba. İşten eve, evden işe. Ne zaman uğraşacağım ben bunlarla. Maşallah senin vaktin bol.
- Bol da.
Yanlışlığı nasıl düzeltecegim onu bilmiyorum. Zilli Zarife şimdi beni öldürecek.
- Niye ya.?
- Onu
takipteyim.
- Eeee ne olmuş?
- Tek takipçisi
benim.
- Eeeee.
- Yani ben de onun fotoğrafının altına; like-dislike yazıyor ya. Bilmeden dislike'na basmışım. Yani onu beğenmedim demişim. Yani şimdi ne olacak benim halim?
- Baba ya.
Geldin 66 yaşına. otobüs beleş diye sabah akşam binip gidip geziyorsun. Öncelik var diye dakika başı ilaç yazdırmaya
gidiyorsun. İki laf ederiz diye o kapı bu kapı senin dolaşıyorsun. Bir de
tutturdun like-dislike. Kimden öğrendin bunları ya. Madem bilmiyorsun niye
basıyorsun? Öğrendin mi şimdi like - dislike?
- Öğrendim ya
oğlum sana da anlattım.
- Ama öğrenirken
de büyük bir pot kırdım diyorsun yani. O zaman özür dile.
- Ha yaşa öyle
yapayım bari.
- Artık like.dan
başka bir şeye basma.
- Türkçe
yazsalarmış iyi olurmuş da buralara böyle şeyler yazmışlar. Basmasan olmaz
şimdi. Zilli Zarife darılır dedim idi. Halt ettim.
- Tamam baba.
Bak sen kuşlara yem at. Çayı demle, iç. Keyfine bak. Sana ne el alemin Like.ından
Dislike.ından ya.
- Öyle deme
oğlum. Şimdi ben de gençlik fotoğraflarımı, yaptığım ettiğim şeyleri,
başarılarımı, kariyerimi, hobilerimi filan yükledim. Ya bana da dislike
atarlarsa???
- Ha???
HASAN K. 09 ARALIK 2020
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder