YOLDAŞ
- Kız münevver huuu.
- Kız senin adam Kuzey
Kore’ye çalışmaya gitmiş deyola. Doğru mu kız?
- Hee. Kuzey Kore'de
çalışıyor. Doğru. Ne va mış?
- Kız bula bula burayı mı
bulmuş. Onların kendine hayrı yok. Senin adama neresiylen para vercek bunla?
- O senin hüsnü kuruntun.
Devlet garantisiylen gittiler. Özel seçilmiş. Muayene bilem oldu. Sağlam çıktı
en iyisinden.
- Vay vay vay sağlam çıktı
heeee. Orda da posası çıka garikin.
- Ne demek istiyon kız.
Benim kocam demir gibin maşallah. Bişeycik olmaz ona. Sanamı düştü tasası.
Kafam bozuk zaten.
- Yok yani. Merak ettim.
Niye Kuzey Kore diyene. Güney Kore olsa neyse ne de niye Kuzey yanı.
- Benim kocam poyrazı
seviyor. Kuzey rüzgarını. Onun için Kuzeye gitti. Allah Allah…Ne bilem ben.
- Yav bunların parası bile
yok piyasada be. Ne cinsinden ücret alceklemiş sordun mu?
- Sormadım. Niye sorum ki?
- Yav hiç konuşmadınız mı? Hiç bişey anlatmadı mı? Ne menem yermiş orası?
- Valla anlattı bişeyler.
Otelde neyin kalıyorlarmış. Otelin asansörünü bir kadın kullanıyormuş.
Yoldaşmış adı. Onun dışında kimseyi tanımadım deyo.
- Kız hemen bir kadınlanmı
tanışmış. Vay be. Ne çapkın çıktı kız senin bu yamuk kocan. Boşuna sağlam
raporu almamış desene.
- Yav senin ağzını büzücem
bak. Ağzından çıkanı kulağın duyuyo mu senin. Orası kapalı bir yer. Ne kadın
erkek şeyinden bahsediyon sen. Yoldaş asansörcü deyip geçmeyin diyomuş.
- Kızma be. Nasılmış o
yoldaş asansörcü?
- o kim ki ya soruşturmaya
alcak?
- Görevi imiş onun. Asansöre
binen herkesi kayıt ediyor. Güvenlik kamerası gibin yani. Teyp gibin. Onların yerine
bunu kullanıyorlarmış.
- Yapmay yav çok ilginç.
Eeeeee.
- Demişkine. Kimsiniz? Niye
geldiniz? Nerede hangi odada kalıyonuz? Nerde çalışıyorsunuz? Nereye
gideceksiniz? Filan.
- Ya bu yoldaş asansörcü
değil de sanki 007 Şarlok gibi. Sana ne yav.
- Öyle değil işte. Orda
bunlardan rapor isteyorlarmış. Rapor yazacam yoldaş diyomuş.
* İyi güzel de Münevver. Bu
kadar şeyi nasıl anlaştı senin kocanlan bu kadın. Dil biliyomu kine?
- Yoo. Bilmiyo. Nasıl
anlaştı kine. Bak ben de merak ettim şimdi.
- Bu soruları anlayıp nasıl
cevap vermiş kine?
- Demiş ki biz Türkiye'den
geliyoz. Sizin arazileri sulayacak, su kanalları yapacaz. Suyu akışına
bırakacaz.
- Bu yoldaş asansörcü de
bunu anlamış heeee?
- Heee anlamış. Sonra
demişkine ben seni bir yerden tanıyom mu demiş.
- Bak bak seeeen. Kurnaz da
haaa. Eeee merak ettim şimdi. Tanıyom mu demiş?
- Yooo. Tanışmıyoruz ama
demiş. Biz akrabayız.
- Ben de öyle dedim. Ne
akrabası be! Meğer atalarımız aynı topraklarda birlikte yaşamışlar. Aynı
otlaklarda at otlatıp, hayvan gütmüşler, ateş yakıp birlikte ısınmışlarmış, kız
aldık-verdik, iç güveysi aldık-verdik, hatta savaştık bile diyor.
- Hangi topraklardan
bahsediyo kız bu? Sizin dikili ağacınız mı va kine bir de o topraklarda at mat
mı otlattınız? Kız zengindiniz de fakir mi düştünüz? Kız Münevver bilmediğim bir
şeyler mi var, anlat bana?
- Yav Orta Asya denilen bir
yermiş burası. Ordan bahsediyorlarmış, bizim değil. Olsa ne güzel olurdu emme.
Yok kız Münire.
- Haaa şunu bileydin.
Korktum kız birden. Dedim bu Münevver de toprak sahibiyse artıkın.

- Haaaayyyt. Ne kemirmesi
kız, çok şükür herşeycimiz var. Senin de olur inşallah. Su kaynıyor. Kocam da
yanımda sıcacık ediyo. Daha ne zenginliği kız. Fazlası bize piyango. Hahahahaa
- Doğru ya. İki dımbızlak
bir hamama yakışır. Ben de çocuklara sarılıp yatıyom. Yoldaş kocam dönünce
artıkın biz de suyu bolcana kaynatırız sen merak etme.
- İyi hadi bakalım. Yoldaş
asansörcüden kurtulursa, birlikte mi gelirler artıkın. Neyse…
- Yav Münire karısı. Bak
kafanı yararım senin. Orda bütün yoldaş karılar yoldaş lidere aitmiş. Kimse öyle gidemiyormuş sağa sola çok şükür.
Fazla kendini zorlama. Sen kendine bak.

- Ne bileyim ben. Adam her
lafın başına yoldaş koyup duru. Ben de şaşırdım. Daha önce hiç duymamışım.
Yav sen beni bırakıp defolup
gitsene. Zaten kafam bozuk.
- Kız ikide bir niye senin
kafan bozukmuş?
- Kız adam gitti ya. Sanki
her yer boşaldı gibi oldu. Sofram boş, yatağım boş, odam boş. Kapım çalmıyor.
Eve gelen giden yok. Elinde bişeyle gelen yok. Beni seven yok. Sayan yok.
Saçımı asılan yok. Burnumu çeken yok. Yanağımdan bir kesme alıp da okşayan yok.
Hanım yap bir çay da içek diyen yok. Koysam da içen yok. Eline sağlık diyen
yok. Eğer eve ekmek almadan gelirse. olan ekmeği çocuklar yesin diyene; "Hanım ben bugün işyerinde yedim karnım aç değil. Erkenden yatçam" diyen yok.
Kızan yok, bağıran yok. Ses yok be ses! Sessizlikten kafam bozuk.

- Bay bay. Kafama yine
ağrılar girdi. Şu yoldaş kafama takıldı ki ne takıldı. Nasıl anlaştılar ki ya. Bu kadar ne konuşmuş, nasıl konuşmuş
olabilirler…aaaaahhhh,,,
21 OCAK 2020 HASAN K.
