HERKES MÜDÜR OLMUŞ
- Selamünaleyküm kardaş, biz fabrikadaki işe alımcıyı görecez.
- Aleykümselam. Randevunuz var mı?
- Yook. İşe girmek için müracaatlarda da mı randevu alınıyor kardaş,
sen necisin, bilmiyon herhal.
- Ben Kapı Sorumlusuyum. Emir böyle.
- Kapıcısın yani.

- Hayır efendim Kapı Sorumlusuyum. Emir böyle.
- Peki Kardaş sorumlu ol hadi. Sorumlu kardaş sen beni bir hele bu işe
alımcıyla bir görüştür bakalım. Neyse ederi veririk.
- Höst sen bana şimdi rüşvet mi teklif ediyosun?
- Yoo niye edecekmişim. Yav işe müracaata geliyoz kardaş. Ne rüşveti
yav. Yani iyiliğinin altında kalmayız diyom ya. İnsanlık namına diyom ya.
- Ha öyle diyon yani. O zaman ben bi Kapı Müdürünü arayayım. Bakalım
izin verecek mi? Yoksa o da mı bir yerleri arayacak.
- Öyle yap bakalım.
- Alo müdürüm ben Kapı Sorumlusu Cafer. Burada iş için müracaata
gelenler var da. Ne yapalım, izinin var mıdır? Peki.
- Ne dedi?
- Tamam izin veriyorum dedi. Hemen yan odaya geçin sizinle görüşecek.
- Haydaaa kardaş. Madem yan odadaydı. Neyin telefonu bu, neyin izini
yav? Dürtsen şey ettirirdin yani.

- Buyurun, Kapı Müdürü sizi bekliyor.
- İyi günler, kolay gelsin Müdürüm, biz iş için müracaata gelmiştik.
- iyi günler. Hoş geldiniz. Ben Kapı Müdürü Murtaza.
- Memnun olduk kardaş. Hem sorumlu var hem Müdür var. Altı üstü bir
kapı yav. Kapıcınız var mı bari?
- Hayır. Alacağız. İş için müracaat bekliyoruz.
- Peki özellikler neler.
- Kapıyı yabancılara açmıyacak, kapı gibi bir adam arıyoruz. Zaten
sorumlu var, Müdür olarak ben de buradayım. Başka bir şeye ihtiyaç yok.
- Peki Müdürüm bir kapı için bu kadar adam fazla değil mi?
- Değil.
- Neden ama, altı üstü bir kapı.

- Hiç te öyle göründüğü gibi değil. Kapıya her türlü insan gelir.
Tahsilli, tahsilsiz, makamlı, makamsız, sarhoş gelir, külhanbeyi gelir, kadın
gelir, çocuk gelir, deli gelir, normal vatandaş da gelir.
- Eeeee?
- Eeeesi. Kapıcı belli bir yere kadar müdahale eder, adam der ki ben falan feşmekan şirketin müdürüyüm aç kapıyı filanı görücem der. Kapıcının üstüne
çıkabilir. O anda Müdür olarak ben devreye girerim. Makam eşitliğimiz var. Kişi
hemen sesini alçaltır, Müdür Bey demeye başlar. Derdini anlatıp, sonuca gitmek
ister. Yani kapıcı ile konuştuğu gibi sizinle konuşmaz.
- Çok doğru yav. Hiç aklıma gelmediydi.
- Doğrudur. Herkes öyle düşünüyor. Misal şimdi bir ablamız geldi
geçenlerde. Dedi ki oğlum işsiz, ilk okul mezunu, masa başı bir iş istiyorum.
Mümkünse Müdür olsun.
- Bu ne yav.? Sipariş mi veriyor. Var mı böyle bir yer.
- Var efendim. Biz yapıyoruz.
- Nasıl?

- Ablamızı boş çevirmedik. Oğlunu işe aldık. Ona bir makam mevki
verdik. Sen Temizlik Müdürüsün dedik.
- Yapma yav. Daha işe girer girmez, tahsilsiz adam, iş bilmiyor,
Temizlik Müdürü. Olmaz yav.
- Oluyor efendim. Biz yapınca oluyor. Şirket politikası.
- Sakat politika. Nasıl olur?
- Zaten iki temizlikçimiz var. Biri Müdür, Biri Amir.
- Ha!!!
- Arazi geniş, mecburen hem amir hem de müdür temizlik yapıyorlar. Ama unvanları var. Değişen bir şey yok. Bilmem anlatabildim mi? Yani kimseyi
kırmadık. Gönüllerine göre iş verdik, onlar memnun, biz memnun.
- İki kere haa!!!
- Siz ne istemiştiniz?
- Şaşkınım şu anda. İşe alımcıyı arıyoruz dediydik ama…
- Yani İşe Alım Müdürü ile görüşmek istiyorsunuz. Şu formları doldurun.
İstediğiniz işi ve unvanı yazın. Gerisi önemli değil.
- Yani biz de Müdür olabilir miyiz?
- Tabii ki efendim. Herkes Müdür olabilir. Önemli olan yaptığınız iştir. Makam önemli
değil.

- Ya olsun. Eve gidince Hanım ben Müdür oldum diyebilirsem. Ne istersen
artık kardaş.
- Tamam siz yazın doldurun. İşe Alım Müdürüne yönlendireyim sizi.
Mesleğiniz neydi. Ne iş yaparsınız?
- Ben kendim Suculuk yapıyordum, bu çocuk da Değnekçi idi.
- Hımmm. Güzel, siz Sıhhi Tesisat Müdürlüğüne talibim diyin. Bu arkadaş
da Meydan Sorumlusu olarak müracaat etsin. Sanırım olur.
- Hay Allah razı olsun sizden yav. Bir taşla iki kuş vurduk. Biz bir
yalan uydurduk. Hem de istediğimizin alası oldu. Çok sevinçliyim.
- Şimdi geçebilirsiniz. İşe Alım Müdürüyle görüşebilirsiniz.

- Bir şey sormama müsaade edin.
- Tabii buyurun.
- Acaba Üniversite mezunları, Lise, Yüksek Okul filan bunlar müracaat
edince ne oluyor?
- Herkes aynı. Onlarda Müdür oluyorlar. Herkes işine göre Müdür. İşini
yapan Müdür oluyor efendim. Tahsil önemli değil. Tuvalet Müdürümüz bile var.
Ona göre Personel Müdürü, İşe Alım Müdürü, Kaynak Müdürü, Montaj Müdürü,
Yardımcı Müdür, Marangoz Müdürü, Demir Müdürü, Elektrik Müdürü, Su Müdürü, Boru
Müdürü,İdare Müdürü, Depo Müdürü, say say bitmez.

- Vaaay beeee.
- Hatta. Çay kahve işinden sorumlu Nezaket Ablamız var. Yani Hizmetli
bir yerde ama kendine Sekreter ünvanını layık gördü. Yıllardır içinde ukdeymiş.
Sekreter olmak istiyormuş. Kırkından sonra burada Sekreter oldu. Ayda bir toplanıyoruz. Müdürler toplantısı
yapıyoruz. O da sekreterimiz oluyor. Ama çay kahve servisi de yapıyor. Beyin
fırtınası yapıyoruz.
- Nee? Bir de toplanıp fırtına mı kopartıyorsunuz?
- Yok öyle değil. Neler yapabiliriz, Daha iyi şeyler için fikir
münakaşası yapıyoruz yani.
- Hımmm. Peki bu şirketin altı böyleyse en üstünde kim var?
- Haluk Abi var. Haluk Melek. İyilik
timsali, soyadı gibi melek gibi bir insan, herkesin gönlünü hoş etmesini bilen bir abimiz. İşi sizin
sorunlarınız. Onlara çare bulmak, düşküne yardım, düşenin elinden tutmak. Tek şartı var çalışmak.

- Vaaay beee. Tam yerine gelmişiz. Ben bir an evvel anlaşma yapmak
istiyorum. Çoluğuma çocuğuma müjde vermek istiyorum.
- Tabii buyurun. Sağdan ikinci kapı. Hayırlı olsun şimdiden.
- Teşekkürler kardaş. Savulun lan Sıhhi Tesisat Müdürünüz geliyor. Koş
lan Meydancı yerimizi kaptırmayalım…
NOT : Gerçeklerle ilgisi yoktur. Tamamen hayal ürünüdür.
15 HAZİRAN 2019 HASAN K.