TEK TARAFLI SEVENLER, KISA HİKAYE
TEK TARAFLI SEVENLER

Mert evi terk edip de
yalnız kaldığında, annesi Mine Hanım da erkek
arkadaşı Sabri Beyin yanına taşındığı için tutunacak bir dal aradı. O dal kırık,
çürük, içi geçmiş bir dal bile olsa dal olmalıydı. Çünkü hiç arkadaşı yoktu.
Ahbabı yoktu. Akrabası yoktu. Annesinin söylemesi ve Tilki lakaplı Zekai Bey
önderliği ile ona yakıştırılan, onun kızı Damla vardı. Nasılsa ona vereceklerdi. Bir el
atmalıydı. En azından bir bakmalıydı. Nesi var, nesi yok. Farkına varmalıydı. Nitekim o
dala tutundu. Halbuki o dal çoktan kırılmıştı. Yerinde yeller esiyordu. Bunu
görmesine rağmen, dal daldır dedi. O dalı kucakladı. En azından, olmasa bile o
kurumuş dalla ateşi tutuşturabilirdi. Yani odun olarak kullanabilirdi. O yüzden
dalın kırığı da, kurusu da işe yarıyordu. Kırık dal Damlaydı, maalesef on sene
olmuştu kırılalı, artık kurumuş, çürümeye yüz tutmuştu. Fosilleşmişti. Bunu
Mert’e söyledi. O da dedi ki, olsun. Yeter ki tutunacak dal olsun, ister kırık,
ister çürük, kuru... Benim bir dala ihtiyacım var. Ama dedi Damla. Ağaç
sahipli, yine olsun dedi Mert, ben çürük, kuru dalla da idare ederim. Yani bu işe
yaramayan dalı bana versen olmaz mı? Hayır dedi Damla, seni anlıyorum, ben de
on sene önce böyleydim. Bir yağmur yağdı. Birden, dipten bir filiz belirdi.
Tekrar yeşerdim. On sene sonra bir ağaç oldum artık. Yalnız senin hiç şansın
yok. Çünkü bu dal artık toprağa karışacak, bundan olsa olsa ağaç gübresi olur.
Mert ağlayarak kaderine razı bir şekilde kendini rüzgarın kollarına bıraktı.
Dedi ki, nerede yorulursan orada beni bırak. Rüzgar bile hüzünlü esti. Yağmuru
getirdi, birlikte ağladılar. Ormanın içinde çağladılar. Hala o rüzgar ormandaki
ağaçların arasından estiğinde bir ağlama sesi çıkarır. Sevgililer o sesi
duyabilmek için Mert’in Ormanına gidip, o dalı kırık ağacın altında otururlar ve
rüzgarın iniltili sesini birlikte dinlerler.
07.08.2018 HASAN K.
NOT : Gerçek olaylarla bir ilgisi yoktur.
Tamamen hayal ürünüdür.
ümitsizlik :((((
YanıtlaSilyalnızlık !!!
üzücü biraz :(((