9 Nisan 2018 Pazartesi

ŞAPKACI HASAN , MANZUM HİKAYE


 ŞAPKACI HASAN


Emir Erim Ramazan,
Duydum ki çarşı iznine çıkmışsın,
Emirganda Çay,
Kanlıcada Yoğurt,
Çengelköyde Balık, yemişsin.
Beylerbeyinden taksiye binip,
Üsküdarda İnmişsin.
Sahilde yürüyüp,
Kız Kulesinin karşısına geçmişsin,
Martılara balık ekmek atmışsın.
Yahu Ramazan,
Hiç mi çarşı iznine çıkarken,
Komutanım bir ihtiyacınız var mı demez insan?
Şimdi karşıya Eminönüne geç,
Mısır çarşısı girişindeki Halk Pazarından,
Bir kilo patates al, bölüğe bırak.
Akşama yiyeyim bari haşlayarak.
Özendirdin şimdi, sana imrendim,
Ben de aynısını yapmak istedim,
Kışlanın yanındaki bankaya gittim,
Evladım dedim, şu benim beş mecidiyemi bir bozuverin de alışveriş edeyim.
Kimse paramı bozamıyor diye yıllardır, kışladan yiyip içiyorum.
Eminönündeki balıkçıdan veresiye balık ekmek alıp yiyiyorum,
O da artık yüz vermiyor, bıkmadın mı avanta yemekten?
Paşayım maşayım diyorsun,
Bizi mi kandırıyorsun? diyor.
Bankacı çocuk; Amca, biz bu parayı bozamayız, biz de Lira var,
Bilmiyor musun? dedi.
Ne Lara mı?  Lara'yı bilmem mi,
Bilirim elbet. Bir İngiliz dilberi.
Padişah efendimiz için İngilizler Pera Palasta bir balo tertiplemişti,
Hiç unutmam.
Sedef kakmalı tahtını da götürdük, baş köşeye kurulduk,
Efendimizin sağ yanında ben, Şapkacısı Hasan,
Sol yanında koruması Çavuş Selman,
En arkada da Kolağası Süleyman ve iki yiğit kahraman,
Ortada bir sürü kadın erkek kolkola zıplıyorlar durmadan,
Utanıyorum bakamıyorum korkudan,
Anamdan başka kadın görmemiş, yirmi yaşıma yirmi gün var ben şapkacı Hasan,
Bir sürü kadın görünce şaşırdım bir an.
Birden ortalık duruldu, zurnalar üflendi, zillere, çalgılara vuruldu.
Ay nasıl parlak, yıldızlar aydan da parlak, hepsi birlikte birer güneş oldu,
Salonun bir ucundan, bir sarışın mavi gözlü bir dilber çıktı, şakıyarak,
Dediğini anlamıyorum ama bağırarak, söylüyor bir şarkı, cırtlak cırtlak,
Süzülüyor parlak elbiseleri içinde bir kuğu gibi bize bakarak,
Yaklaştıkça bana geliyor sanarak, saklanıyorum efendimizin tahtına bakarak,
Nasıl da terliyorum bir an, dizlerimin bağı çözülüyor,
Titriyorum, kalbim yerinden fırlayacak,
Ne biçim kadındır, ben görmedim ki hiç, yıkılacağım şimdi her an,
Yaklaştı ki, o bakışlar, o  reverans padişah efendimize, eğildi önünde bir an,
Zannetmiştim ki ben, beni gördü, sevdi, meyil etti, eyledi beni viran.
Ben Padişahımız efendimizin şapkacısı Hasan.
Olmuşum o akşam uykumda karabasan,
Gözümü açamıyorum, elimi oynatamıyorum, ayağım tutmuyor, uyuşmuşum,
Bağırsam duyulmuyor, sesim çıkmıyor, Yarabbi ben ne olmuşum.
Uyandım ki bağırarak, koştu geldi bir ulak, nerdesin ulan salak.
Padişah efendimiz çıkacak, toplanmış her şey yumak yumak,
Zannettim ki Padişahım başka saraya taşınacak,
O kadar erzak, o kadar bohça, bavul, sandık, sırtlandık zorlanarak,
En nihayet efendimiz çıktı geldi telaşlı ve utanarak, sıkılarak,
Son fermanımdır, oğlum Hasan seni paşa yaptım, hakkını helal et,
Al sana mührüm, tuğram, her şeyim, dönesiye kadar sana emanet,
Şapkacı Hasan oldu sana Paşa Hasan,
Ferman yazıldı, vurdum mührü korkmadan,
Giydim Paşa elbiselerimi, aldım peşinen beş mecidiyemi.
Sonra gittim kışlaya dedim ki oldum Paşa, Padişahım sen çok yaşa.
Bunları anlatıyorum amma,
Bankacı çocuk dedi ki amca, ne mecidiyesi, ne Larası yahu.
Lira diyorum Lira dedi.
Tanımıyorum dedim.
O zaman sen git tanıyan biri gelsin dedi.
Emir Erim Ramazan,
Tiz kışlaya gelesin, şu beş mecidiyemi bozdurasın.
Çizmelerimi parlatasın, apoletlerimi altın suyuna bandırasın,
Elbiselerim düzlensin, birileri benle ilgilensin.
Ben Padişah efendimizin son paşasıyım, Şapkacı Hasan Paşa.
Efendimizin şapkasını taşımakla mükelleftim.
Çok severdi beni, gitmeden son emrini bana verdi, beni paşa yaptı,
Beş mecidiye aylık bağlattı.
Mührü hala bendedir, öldüyse nur içinde yatsın.
Ben onu kışlasında bekliyorum her zaman.
Emir Erim Ramazan,
Gelmedi hiçbir zaman,
Ben padişah efendimizin şapkacısı Paşa Hasan. Nisan 1, 2018

NOT 1: Şapkacı Hasan Taşkışla binasında Padişahı , elinde bir sanduka ve fesiyle 40 yıl beklemiş, şimdi nerededir, bir yerlerde hala  bekliyor mudur, akıbeti bilinmemektedir.

NOT 2: Gerçek olaylarla bir ilgisi yoktur. Tamamen hayal ürünüdür.
                                                                                                                        HASAN K.




10 yorum:

  1. Çok beğendim. En yakın zamanda yeni hikâyelerinizi bekliyorum.

    YanıtlaSil
  2. Hayırlı olsun şimdiden 😊

    YanıtlaSil
  3. devamı da çok güzelmiş , akıcı bir şekilde okudum ^^ kaleminize sağlık :)

    YanıtlaSil
  4. Komutanım önceden haberim olsaydı açılış yapar bandoyu hazırlardım. Hayırlı olsunn... her gün en az bir tane bekliyoruz 😊

    YanıtlaSil
  5. tebrikler !!! ilk gün ilk hikaye :::
    çoooooook güzel olmuş ;()))
    bu arada :::
    white ben ;())

    YanıtlaSil
  6. ikinci defa deniyorum az önceki yorumum çıkmamış umarım bu çıkar eline sağlık çok güzel yazmışsın dün girip bakamadım nette sorun vardı kusura bakma

    YanıtlaSil
  7. selam kendime zorda olda google hesabı açmayı başardım umarım bu sefer yazım çıkar 3.deneyişim eline sağlık çok güzel yazmışsın şiiri dün sürekli net gitti geldi giremedim kusura bakma geç gördüm bloğunuda hayırlı olsun

    YanıtlaSil
  8. Hayırlı olsun Sunbenim

    YanıtlaSil