20 Ocak 2024 Cumartesi

HATIRALARIMDAN SİLDİM, ŞİİR

 




HATIRALARIMDAN SİLDİM

 

Hatıralarımdan sildim,

Hatırlamak istemiyorum.

Senle olan geçmişimi,

Yemişliğimi, içmişliğimi,

Sinemaya gitmişliğimi,

Tenhalarda gezmişliğimi,

Hatıralarımdan sildim,

Hatırlamak istemiyorum.

Seni sevdiğimi,

Sana iliştiğimi,

Seninle seviştiğimi,

Hatta kavga edip, didiştiğimi,

Hatıralarımdan sildim,

Hatırlamak istemiyorum.

Birlikte kokladığımız sümbülleri,

Sana verdiğim gonca gülleri,

Ele ele olduğumuz o günleri,

Ve o yeri,

Hatıralarımdan sildim,

Hatırlamak istemiyorum.


Ne parmağına taktığım yüzüğü,

Ne başına taktığım tacı,

Ne de altında öpüştüğümüz o ağacı,

Ne de bana verdiğin acı,

Hatıralarımdan sildim,

Hatırlamak istemiyorum.

Ne arkana bakmadan kaçtığın o yazı,

Ne de adının geçtiği bir not, bir yazı,

Ne peşinden koşarken yediğim ayazı,

Ne de sen iyisiydin diyerek verdiğin gazı,

Hatıralarımdan sildim,

Hatırlamak istemiyorum.

Ne Seni,

Ne de herhangi bir seni,

Ne seninle geçip gideni,

Ne de seni bir bileni,

Ne de senin adının her harfini,

Hatıralarımdan sildim,

Hatırlamak istemiyorum.

 

HASAN K.      19 KASIM 2023 

 



HATIRLAYAMIYORUM, ŞİİR

 





HATIRLAYAMIYORUM

 

Şimdi kafamdan siliniyor hatıralar bir bir,

Artık hatırlayamıyorum seni hiçbir,

Ne seni ne de geçip gidenleri her bir,

Aklıma gelsen de senede bir,

Düşünüp duruyorum kimdir, nedir,

Yine de hatırlayamıyorum…

  

HASAN K.  19 KASIM 2023





KOZA, ŞİİR

 



KOZA


 

Size göre ben;

Geçici bir esintiyim,

Tesadüfen tanıdığınız biriyim,

Bu aşk bana göre değil,

Ben benden geçmiş diyenler gibiyim.

Ben artık sıcak soba dibinde uyuyan bir kediyim,

Uysal, alçak ve yumuşak başlıyım,

Ara sıra tısslar tırnaklarımı gösteririm,

Üstüme gelinirse söylenirim.


Ben artık gözden ırak, gönülden ırağım,

Ben geçmişte yaşayan bir firakım,

Kim uyandıracak beni uykumdan,

Kim çıkaracak ki beni kozamdan,

İlk günkü gibi bozmadan,

Saf, temiz, berrak, bir su gibi çıplak,

Dünyanın kahrı, vebali olmadan…

 

HASAN K.        30 KASIM 2023





14 Ocak 2024 Pazar

PEKİ, SAYIN VALİM, KISA HİKAYE

 




PEKİ, SAYIN VALİM

 

Türkiye Cumhuriyetimizin engin güzide illerinden birine bir Vali atanır. Valinin atanıp da işe başlamasından sonra işgüzar müdürlerden birisi valinin personelini daha iyi tanıması adına bir piknik, gezi, planlar. Vali onları, onlarda Valiyi tanıyacaktır. Tabii ki bu piknik ve gezimiz ailecektir. İsteyen eşini, kızını, oğlunu da pikniğe, geziye getirebilir.

Tabii ki bu işgüzar müdürümüz Valinin gözüne girmek adına bir plan yapar ve gezi esnasında araçta bir şarkı yarışması düzenlemek ister. İsteyen şarkı türkü söyleyecek. İsteyen dans edebilir. Şarkılar seçilecek ona göre teybe müzikal olarak kayıt edilecek. Kişi sadece anons devresinden seslendirecektir. Hem de maharetler sergilenecektir. Fakat işgüzar müdürümüz bunu lehine çevirtebilmek için has adamlarından birkaçını ayarlar ve onlardan daha güncel, daha popüler, daha bilindik şarkılar seçip onları danslarıyla süslemelerini de ister. Bunu yaptıkları takdirde sicillerini tam vereceğini söyler. Tam sicil alırlarsa aynı zamanda erken terfi edecekler, hem de derece kademeleri yükselecektir. Memurlar kabul ederler ve bir profesyonel edasıyla çalışmaya başlarlar.

Müdürün amacı ise böyle yaparak Valinin gözüne girmek, terfi etmek ve Müdürlük makamından daha üst bir makama geçmektir. Ya da daha gözde bir daireye Müdür olmaktır. Vali de o kadar yetkisini kullanır artık diye de düşünmektedir.

Fakat zavallı Valimizin olan bitenden hiç haberi olmadığı gibi, Bir gezi piknik planlamasında bunları yaşanacağını tahmin dahi edemezdi muhakkak.

Gün gelir, günlerden bir Cumartesi günüdür. Mesai yoktur. Okul yoktur. Çalışan eşler de evdedir. Onları bekleyen arabalara binerler ve yola çıkarlar.

Herkes Valinin gözüne girebilmek adına birbiri ardına espriler yaparlar, kendilerini öne atarlar.

"Sayın Valim biliyor musun bu ağacı ben diktim. Bunun gibi daha nicelerini de."

"Sayın Valim bu asfaltları ben döktürdüm. Yolu geliş gidiş iki şeritli yaptırdım. Üzerine fosforlu çizgiler attırdım. Yol mu vardı eskiden. Hadi yol vardı da asfalt mıydı. Asfalt gördü millet."

"Bende Havaalanı müdürüyüm sayın Valim, bir görseniz havaalanı pırıl pırıl, bal dök yala. Tek eksiğimiz Uçak. Hiç uçak inmiyor. Oldukça temiz tutuyoruz. Bekleriz."

"Sayın Valim bendeniz Müftü oluyorum efendim. Ben de resmi olarak bu geziye iştirak ediyorum.(Hoca takkesi ve cübbesini kastediyor) Malumunuz Namaz Edadır. Vaktinde kılınan namaz hayırlıdır. Her zaman hazırlıklıyımdır. Zamanında yetişirsek benim imamlığımda Öğleni eda ederiz. İkindiyi de inşallah."

"Yahu Hoca efendi sayın Valimiz SEFERİ…"

"Benim için piknik, gezi, görev, yolculuk, o bu şu fark etmez. Hoca namazı terk etmez. Bu bilinçle görevimi yapıyorum. Bugüne de bunun için geldim. Yüce Allah ayeti kerimesinde buyuruyor ki," deyince işgüzar müdürümüz ortaya atıldı ve 

"müsaade buyurursanız Müftü Efendi sayın Valimiz camide vaaz dinlemiyor. Eğlenmeye gidiyoruz." 

Deyip kaş göz edince Müftü susar. Sanır ki İma ile namaz kılacak demek istiyor.

"Ben de Milli Eğitim Müdürüyüm sayın Valim. Şu işgüzar Maarif Nazırının “Mektepler olmasa maarifi ne güzel idare ederdim.” Lafını diyecek bir Milli Eğitim Müdürü değilim. Okullar hep açık olmalı, hatta yaz kış olsun, Tatil bile olmasın. Değil mi müdür yardımcım.?"

"Olur mu efendim. Sizin değil ama öğrencilerin dinlenmeye ihtiyaçları var değil mi sayın Müdürüm. O gözle bakmak lazım."

"Evet evet öyle bakıyorum. Benim Bakanlıklarda çalışan yakın bir akrabam var Ankara'da. Teyzemin kızının kocası Astsubay, Genelkurmayda, Or-An sitelerinde oturuyorlar. Çok meşhur. Halamın torunu da Cumhurbaşkanlığı Alayında asker. Beştepe'de. Bir ayağım hep Ankara'dadır. Arkam kuvvetlidir. Değil mi Müdür Yardımcım?"

"Sayın Müdürüm Valimiz sıkıntılı, daha fazla başını şişirmeyelim, bu şeyleri konuşmanın yeri burası değil. Sonra konuşuruz. Rahat bırakalım valimizi."

"Peki peki."

"Ben Sosyal Hizmetler Müdürüyüm. Bu geziyi organize ediyorum. Araçlarımızın piknik sahasına varışları yaklaşık 1 saati bulacak, bu arada da bir eğlence düzenledik ve arkadaşlarda maharetlerini sergilesin istedik."

"İşte ilk memurumuz geliyor."


"Yar bana yar bana aşık olmuş yar bana. Tak çantayı koluna da herkes kendi yoluna." Diyerek Ankara havasıyla kıvırttırıyor, alkış kıyamet. Vali şaşkın.

İkinci memur da geliyor

Erik Dalı oynuyor. "Erik dalı gevrektir" diye de döktürüyor. "Aman sicillerimiz tam olsun" diyerek sahneden iniyor. Vali daha da şaşkın.

Sosyal hizmetler müdürümüz de Valinin bu küçük dilini yutmuş şaşkınlığından faydalanarak; 

"Sayın valim çok memnunuz değil mi? Gösterilerimiz sürecek, arkadaşlar performanslarını göstermek için can atıyorlar. Hatta ben söyleyeceğim, ben oynayacağım diyen de çok da ben yüz vermiyorum. Valimizi daha ilk günlerden bayıltmayalım diyorum. İşte üçüncü memurumuz da geliyor. Haydeee..."

"Ankara'nın bağları da büklüm büklüm yolları. Kaldıramıyon kolları.." dedikçe arabadakiler coşuyor.

Valimiz ise kan ter içinde,  beklenmedik şeyler oluyor. Ben neredeyim der gibi bakıyor.

Dördüncü memurumuz da geliyor.

"Topal seni gidi topal, hain topal, bu gecede burada kal" diyor da acayip de kıvırtıyor kerata, "Sicillerimiz aman tam olsun" diyor da diyor.



Beşinci memur da geliyor

"Tiridine bandım tiridine de bandım. Bedava mı sandın para verip aldım" diyor. Ortalık yıkılıyor.

İşgüzar müdür hala iyi bir iş yaptığını sanarak teybin birini kapatıp birini açıyor. Gürültü kıyamet. Vali boncuk boncuk terliyor. Sıkıntılı.

Ama memurlarda performanslarından memnun çünkü çok alkış aldılar, arabadakiler de onlarla birlikte oynadılar hatta. Sicillerimiz tastamam olacak diye sevinçli ve görevlerini başarmanın hazzıyla bir de havalılar yani.

Müdürümüz de aynı şekilde Valiyi memnun ettiğini düşünüyor. Şimdi diyor istek zamanı. Bu arada kaptırırsam isteklerimi, bu moral ve motivasyonu arttıran ortam içinde karşı gelmez herhalde diyor.

"Sayın Valim performansları beğendiniz inşallah. Piknik sahamızda da her şey hazır. Daha güzel bir hava bizleri bekliyor. Bunları söylemişken Valimiz henüz Özel Kalemini seçmedi. Benim birçok yerde Müdürlük tecrübem olduğu gibi Özel Kalem geçmişimde vardır. Dikkatinize sunarım efendim" der.

Neyse yenilir içilir. Piknik gezisi biter. Bir gün sonra yani Pazartesi mesai gününde işe gidilir ve sürprizler arka arkayadır.

Sosyal Hizmetler Müdürü görevinden alınarak başka bir il emrine gönderilmiştir. Sürgün.

Köçeklik yapan, şarkı türkü çığıran, oynayan memurlarımıza da birer uyarı mektubu gönderilmiştir. Neden derseniz. "Devlet Memuru vakarına yakışmayan tutum ve davranışta bulunmak."

Memurlar kendilerini küçük düşürdükleri yetmiyormuş gibi Tam sicilden de olmuşlardır. Ayrıca bu Uyarı mektubundan sonra normal bir sicil alacakları da şüphelidir.

Milli Eğitim Müdürünün yardımcısı ise Özel Kalem Müdürü olmuştur. Çünkü Valimiz onun Milli Eğitim Müdürünü yönlendirmesinden, insan halinden, yüzünü okuyucu şekilde onun iyi bir haleti ruhiye de olmadığını anlamasından dolayı onu tercih etmiştir.

Ve demiştir ki "Özel Kalem Müdürüm artık bu Valilikte son sözü sen söyleyeceksin."

"Sayın Valim olur mu öyle şey. Estağfurullah."

"Olur olur. PEKİ, SAYIN VALİM diyeceksin."

NOT: Gerçeklerle ilgisi yoktur. Tamamen hayal ürünüdür.

14 OCAK 2024            HASAN K.




3 Ocak 2024 Çarşamba

RÜYA, ŞİİR

 






RÜYA

 

Aynı rüyayı gördük ikimiz.

Suya atladın sen,

Ardından ben.

Sen beni tutacakken

Ben kaçıyordum.

Ben elimi uzatırken

Sen tutamıyordun.

Ne rüyaydı be!

Az kalsın suda boğuluyordum.

 

HASAN K.      08 ARALIK 2023