29 Mayıs 2019 Çarşamba

ÖZÜR, ŞİİR



ÖZÜR


Özür diledim diye, hatalıyım, alçaldım sanma,
Sen de özür dilettim diye kendini haklıyım sayma.
Haklı olsan bile özür dilemek bir erdemdir,
Özrü kabul etmek ise insanı yüceltir,
Kabul etmeyip de kendini sürekli haklı görmek bir hünerdir,
İnsanı insanlıktan çıkarır, kibirden de beterdir.

26 MAYIS 2019                 HASAN K.



















27 Mayıs 2019 Pazartesi

ORDU'YA RADYASYON GELMİŞ, SKEÇ

ORDU’YA RADYASYON GELMİŞ

- Uyy İdris amucam Ordu’ya radiyasyon geldi diyler da.
- Ne olmuş geldu ise. Geleceğu varsa göreceğu da vardır da Memiş uşağum.
- Ordu’nun ileru gelenleru ayağa kalkmuştur da. Vali, Kaymakam, Bakanlar, Başkanlar, Jandarma Kumandanı pile.
- Uyyy Jandarma Kumandanı pile mu?
- He oyle. Radiyasyonu ariyumiş.
- Çakır Başçavuş pilem ayaklanmuş ise durum ciddidur da. Ki o kolay kolay ayaklanmaz da. Bir Finduk zamanu ayaklanur, bir de finduk zamanu.
- Demuşkine bu radiyasyonu pulacağum, oni öldureceğum, pulamazsam oni emeklu olacağum.
- Çakır Başçavuş mu demuştur boyle?
- He oyle.
- Uyyy oni emeklu edemezler da. Finduk zamanu penum finduklarımı yemağa kim gelecektur ki.
- Niye kine? Bu Başçavuş’da findukçumudur. Ha pizum puralardan mudur da?
- Yok oyle değuldur. Edurnenun Kırkpınarundandur. 5 yaşundan 20 yaşuna kadar pehluvanluk etmuştur. 20 yaşundan sonra Başçavuş olmuştur da.
- Eyi de pizum finduk ilen ne alakası vardur.
- Pen findukları toplayrum. Geliy diyki pana, sen koskoca Jandarma Kumandanından izunsuz nasul finduk toplaysun? Diyrumki ona, pen finduğumu toplamak içun izin mu alacağum da? He oyle izin alucaksundur. Ha pu finduğu pen koruyayrum da demuş idur.
- Ne piçum Başçavuştur bu da? Ne oliy ki penum finduğumu, senun finduğunu karişsun?
- Zevk alayı. Penum ilen dalaşayı. Boyle yapunca pen ona diyrum ki ha bi güreş tutalım da. Penu yener isen finduğumu sana vereceğum diyrum ona. Hiç yerinde duramiyi, hemen soyiniyi penu alup yere vuri, pir daha kalkayrum bir daha vuri, pir daha, pir daha, tam elli kere penu yere vuriy.
- Ha senu tuş etmuştur da. Yenulmuş isundur. Finduklar gitmiş idur değil mu?
- Olir mu la oyle şey. Penu elli kere yere vuriy ama pen inatçiyumdur da. Kalkayrum. Elim ayağum tutmayi, her tarafum titreyi, halim yok idur. Ama inatçiyumdur. Çakır Başçavuş da yorulayi penu ellibirinci kez yere vuramayi, PES ettum İdris deyi. Demem o ki Başçavuşu inadumla yeneyrum.
- Pilmem mu İdris Amucam.
- Ne pileysun?
- İnadını pileyrum.
- Nasıl pileysun?
- Ha Omer uşağu yüksek okutmuşsundur ordan pileyrum. İnat içun çocuk hiç pilmeduğu bir yerden mezun olmuş idur.
- Ha okudi. Ya okuyacasunn, ya okuyacasun dedim ona ki okudi, şimdi herşeyi pileyi.
- Radiyasyonu pile mu?
- Yüksek okumuştur da. Herşeyu pilur. O pilmez ise kim pilecek. Çağurayum da gör bak şimdu nasıl pileyu. Uyy Omer uşağım az aşağu gelsene da. Pu Memuş pişeyden anlamiykine sana sormaya gelmuş.
- Geleyrum papacuğum.
- İdris Amucam ha pu radiyasyonu pilmek içun, görmek içun çok mu okumak gerektur da? Şimdu pu Omer uşağım ne okumuştur da nerden  pileyu punu. Nerde görmüş idur da?
- Ha geldu. Sorayruk. Omer Uşağım soyle pakalum  sen ne okumuş idun? Pu Ordu’ya gelen radiyasyonu taniymusun, piliymusun, görmüşmüsündür?
- Uyy Papacuğum pen Küba Dili ve edebiyatı okumuşumdur. Radiyasyon ile hiç tanışmamuşumdur. Ça Guvera diyurum başka pir şey demiyrum.
- Aferun Omer uşağum. Ça Guvara diysun yani. Pu radiyasyon ilen tanişmamuşsundur, ama görsen tanirsun oni değul mi?
- Papacuğum Ça Guvera der ki “Kerçekçu olalum, imkansuzu isteyelum”.  Pen kerçekçuyumdur da. Görmeden inanmam. Ama görmeyi isterum, imkansuz olsa da.
- He oyle diysun yani. Pu demektur ki radiyasyon yoktur. Olsa idu gorur iduk diysun.
- Ça Guvera der ki “Pen, pen olmadan onceku pen” Aynen papacuğum, pu radiyasyon pen olmadan önceki radiyasyondur da. Pen görmemişumdur.
- Ömerum peki pu Ça Guvara kimdur ki radiyasyon hakkında deyi de sana söyleti. Finduk içun de pir şeyler soylemişmudur kine?
- Memuş ağabey, Ça Guvera Küba’lı yoldaştır da. Herşeyi pileyu. Kastro’ya gideyi. Finduk değul Kahve ilen Puro içeyi.
- Uyy Omerum. Her şeyi pileyu he. Ama finduğu pilmeyi. Ama kahve ilen Puro içeyi. Bu Puro nedur da?
- Sıgaranın amucasudur da. Büyük Sıgaradur.
- Oyle diysun yani.  Demen o ki büyük insanlar büyük sıgara içeyiler.
- Oyle de diyebiluruz. Pen uğraştum ama içemedum. Penum gibileri öksürteyi da.
- Uyy kaçkının oğli. Demeki sigara içeysun. Papanu saymaysun, ananu saymaysun, amicanu saymaysun, abinu saymaysun, şimdu pen sana gostereyum pakalum puroyu muroyu.
- Papacuğum okulda öğretmen vermiştur da. Küba’yı tanuyalum demiştur. Tek öğrenci penumdur. Sabah kağıdı veriy pana, akşam aliy.  Okidunmu uşağum? Okidum. Tamamdur. Penum içun pu uzun sıgarayı getirmuştur. Tanitup içurmuştur. Ama pen içememuşumdur. İçemeyunce de o dersten kalmişumdur. Ya içeysun, ya içeysun demuştur. İçene kadar geçemedum da.
- Ha oyle diysun. Öğretmenin de pana benziy. İnatçudur. Sevdim oni. Tamamdur. Pen de içeysun diyene şey etmuşumdur.
- Ça Guvera der ki papacuğum “Saklayacak pir şeyun yok ise korkacak pir şeyunde yok demektur.” Küba aşkına, pen Puro içeyrum, sıgara içmeyrum.
- Ha şoyle, sıgara sağluğa zararludur da. İçmeyesun. Yararlı şeyler içesun. Ça Guvara gibi olasın. Büyük adam olasın. Kastro’ya gidesun. Ne zaman gideceksun uşağum?
- Papacuğum. Küba Edebiyatı yeni bir bölüm idür. Pen mezun olmuş idum. Oni da Türk Edebiyatu diyene yanluşlukla yukarıda aşağu butün Edebiyatları yazmışum.  Pir tek puanum puna yetmiş idur. Kimse istememiş idur. Haçan şimdu pekliyrum ki penu Kastro çağırsun diyene.
- Bu Kastro’da çok oliy ama kaç senedur pekliyruk hala çağırmayı. Pen gideceğum oraya ki senu çağırsun.
- Tamam papacuğum sen Kuba’ya gideysun, penu çağıttıraysun. Pen de bu arada radiyasyonu arayayum. Bizum Finduklar oni kesin görmüşler idur. Oni saklamişlar idur. Pen onu kesin bulayrum. Sen merak etmeyesun.
- Ha işte oyle. Bak görüymisun Memuş. Okumuş adamun hali bir başkadur da. Hemen bir yolunu bulayu. Radiyasyonu da bulayu. Pen de onun Kastro’sunu bulacağum.
- Anlamişumdur papacuğum. Ça Guvera der ki; “Dizlerimin üzerinde yaşamaktansa, ayaklarımın üzerinde olmeyi isterum.” Pen de boyle yaşamaktansa findukları toplayup radiyasyonu öldureceğum da.
- Ha penum akullu uşağum. Öldüresin oni de Ordu’nun kahramanu olasun. Yüksek okuyan görsünler da.
- Ça Guvera derki papacuğum; “ Düşmanın yoksa hayatta hiç paşarulu olamadun demektur.” Pundan böyle radiyasyon penum düşmanimdur. Düşmanim olduğuna göre pen kesin kahraman olacağum. Çekilun uşaklar İdris’in Oğli Ömer geleyi.  Radiyasyonu yeneyi.
- Memuş göreymisun gozlerumdan yaşlar geleyi. Pu günleri de görecekmiydum pen. Penum uşağum bir kahraman olmuştur da.
- Ha oyeldur amicacuğum.  Pen bir şey anlamamuşumdur ama Ça Guvara’nın radiyasyonu gören ilk insan olduğunu anlamuşumdur.
- Ha oyle. Okumuş uşağum oyle demuş ise oyledur da. Hadi pizde havamuzu atalum. Horon oynatalum.
- Havamızı atalum amuca da kime?
- HI???
24 MAYIS 2019          HASAN K.

 









26 Mayıs 2019 Pazar

ORDU'DAN GİREN RADYASYON TRAKYA'YA YAKLAŞIRSA, SKEÇ


ORDU’DAN GİREN RADYASYON TRAKYA'YA YAKLAŞIRSA


- Te be hey Hüsmen Agam merhabayın be ya.
- Maraba maraba be kızanım, Zülküfüm.
- Tee Türkiye’ye Ordu vilayetinden bir radyasyon girmiş diyola, tehlikeli birşey imiş, yavaş yavaş Trakya’ya doğru yaklaşırmış.
- Yaklaşsın be ya. Bizde annadın mı 100 koç gücündeyiz evvelAllah. Bize bişeycik olmaaz. Sıkma canını Zülküfüm.
- Neden öyle dersin be Hüsmen Agam, zehirliymiş derler be ya.
- Biz zehire karşı da şerbetliyiz evvelAllah. Bize bişeycik olmaaaaz. Sıkma canını sen.
- Deme be Hüsmen Agam. Sankim korunaklıymışız da, bizi tanırmış da, severmiş de, görmeycekmiş de, teğet geçecek gibi.
- Biz Pehlivan sülalesiyiz bilirsin. Dedem Yusuf Pehlivan adını Dünya Şampiyonu Koca Yusuf'tan almış, bir oturuşta bir koyunu yermiş. Bubam Rüstem de adını Kırkpınar Başpehlivanlarından Bursa’lı Koca Rüstem’den almış, o da bir koyunun yarısını yermiş, bana da Hüsmen adını vermiş ki çok sevdiği Başpehlivan arkadaşlarından Hüsmen Pehlivan’ın adını, bende bir oturuşta bir koyunun çeyreğini yerim hani. Şimdi Torunuma da Adalı Halil Pehlivanın adından Halil adını verdim. O da bir koyunun bir bacağını yiyor gari.
- Yani Pehlivanız diyon, başka bir şey demiyon.
- Biz Pehlivan sülalesine radyasyonmuş falan filan vız gelir tırıs gider. Şinciye kadar 100 koyun yemişimdir. Onun gücüylen onu halt ederim. Güreşirim de yani bu yaşımda bak.
- Yav Hüsmen Aga bu radyasyon görünür bir şey değil ki güreşesin, neresinden tutucan.
- Ben çift dalarım, bubam el ense çekerdi, dedem ise kündeciydi rahmetli.  Yani bu üç oyunu da iyi bilirim. Hangisine denk gelirse artıkın.
- FehsuphanAllah yav. Hüsmen agam tutulcak bir şey değil bu, hava gibi bir şey.
- Oooo hava cıva diyon yani. O zaman onun havasını alırım. HalimAllah bir boyunduruk vurdum mu tamamdır.
- La havle vela. Hüsmen agam. Ne görebiliyon, ne tutabiliyon, hemi de zehirli.
- Pekeyi bu Ordu’lular nasıl görmüşler de radyasyon geldi diyorlar. Madem görünmezmiş, onlara nasıl görür de biz görmeyiz?
- Ya Hüsmen Agam ölçme makinaları varmış onlan ölçmüşler.
- Ahanda kendi ağzınlan söyledin, ölçülüyor. Ben ölçüye tartıya çıktığımda 120 kiloyum, boyumda 1.90, şincik söyle baken bu radyasyonun ölçülerini de göstereyim ben ona dünyanın kaç bucak olduğunu. Bakalım benim ayarımda mı bu kızancık.
- Kafayı yiycem yav. Hüsmen agam öyle bişeycik değil beyaa. Hava gibi bu ya. Nasıl nefesini çekiyon öyle çekçen farkında olmaycan.
- Havayı çekerim, yağı da sürerim. Nefesim kuvvetlidir. Zarttadanak üfledimmi,  zurttadanak çıkar havası, anında görüntü.
- Yav zarttadanak zurttadanak dencek bi şey mi bu yav. Zehirli hava diyom ben sana yav.
- Yoğurt yeriz. Ayran içeriz geçer, sen merak etme Zülküfüm. Bubamın meşhur ilacıdır.  Zehire karşı etkilidir.
- Bak ne dersin be Hüsmen Agam bunlar fi tarihinden kalma şeyler. Yok öyle yoğurt zehiri alır diye bi şey. Bu radyasyona 100 kap yoğurt yesen ne yazar.
- O kadara kadan diyon gari. Ne menem bi şeymiş bu be Zülküfüm. Yani ben Pehlivan olarak bi şey yapamazsam, kimsecikle bi şey yapamaz be ya.
- Ya Hüsmen Agam bu işin pehlivanlıklan bir alakası yok. Güç ilen de bir alakası yok. Bu bildiğin sinsi bi şey. Aniden geliverir gibi.
- En kötüsü diyon yani. Zaten bunla böyledir gari. Güç ilen yapamaycakları şeyi sinsiliklen yapalar. Arkadan vururlar, çamur atalar, kara çalarlar, fitne fücur bunlar.
- Hüsmen Agam sana bişey anlatmak deveye hendek atlatmaktan daha zor. Ben eve gidiyon gari. Ağzıma bir toz maskesi takem de ne olur ne olmaz.
- Artıkın sen de maskeye başvuruyon Zülküfüm he. Ne günlere kaldık be ya. Bi maske takmadığın kalmıştı. Sen de Hüsmen Agana bunu yapıyon he. Helal olsun. Tak bakalım daha ne kadan takıcan.
- Yav Hüsmen Agam öyle böyle değil ya. Önlem için yapıyom. İşe yara mı bilmem. Senin dediğin maske olayı değildir bu. İstesen sana da bi tane verem de takıve gari.
- İstemem. Ben bu yaşıma geldim. Ta yüzüme maske değil, hiç birşeycik takmadım. Taktırmam da. O radyasyonun geleceği varsa göreceği de vardır. Ben esas duruşumlan onunla mücadelemi ederim. Geri durmam. Ezer geçerim. Ben Rüstem Oğlu Hüsmen Pehlivan. Dedem Yusuf Pehlivan. Biz yedi düveli yendik, hiç sırtımızı yere değdirmedik. Kim bize çalım atacakmış şaşar kalırım. Allah izin verirse yaşar kalırım. Kaderimden başkasına teslim olmam, yaşarsam bir Pehlivan gibi yaşarım.

- Çok güzel söyledin Hüsmen Agam. Ben elimden geleni yaptım. Seni aydınlattım. Allah yardımcın olsun. Belkim bizim buraya kadar gelmez.  Rüzgara karşı koyamaz.
- Çok yaşa beya. Tastamam böyle işte. Benim rüzgarıma karşı koyamaz değil mi Zülküfüm.
- Ha???

NOT : Gerçeklerle ilgisi yoktur. Tamamen hayal ürünüdür.


25 MAYIS 2019                        HASAN K.





 






ER KELEBEKLE SOHBETLER-6, ÖĞRETİCİ METİNLER



ER KELEBEKLE SOHBETLER-6

DİZİDEN SOĞUTMA POLİTİKASI

- Hocam bu hafta dizimizin çevirisi yine geç kaldı? Soruyor arkadaşlar ama sizden hiç ses seda yok. Konu hakkında fikrinizi öğrenebilir miyim?
- Soğutma Politikası.
- Soğutma politikası mı? Nedir hocam bu?
- Politika deyince devlet işlerini düzenleme ve yürütme sanatıyla ilgili görüş ve anlayışı anlarız. Yani politikayı siyasetçiler yapar.
- Evet hocam. Ben şimdiye kadar bir başkasını politika yaparken görmedim.
- İşte yanlış biliyorsun. Politika asıl Yol ve yöntem demektir.
- Yanlış biliyormuşuz işte hocam, ben hep siyaset bilirdim. Yol demekmiş ha. Allah Allah. Bir yaşıma daha girdim.
- Böyle baktığımız zaman diziden soğutmanın bir yolu yöntemini uyguluyorlar diye bakıyorum ben.
- Nasıl?
- Şöyle ki. Ben x dizisini HİT yapıyorum. Başa koyuyorum. Herkes onu görüyor. Bu nedir diye bir basıyor bakıyor mu?
- Yani. Ben olsam basar bakarım nesi HİT.miş derim. Merak ederim.
- İşte bu. Birinci politikaları.
- Dahası da mı var hocam.
- Evet. İkinci politika ise,y dizileri.  Bizim izlemek isteyip istemediğimizin önemi yok ama art arda çevrilen diziler. Hiç sektirmiyor. Günü gününe çevriliyor. Yükleniyor. Sen de diyorsun ki yav bu dizide bir keramet mi var art arda çevrilip gönderiliyor. Beklemektense bizim dizi çevrilesiye kadar bir bakayım neyin nesiymiş bu yav diyorsun.
- Eh yani. Çok kalabalık renkli resimli görünce ben de diyorum. Niye bundan çok var acaba diye merak ediyorum. İzleyeceğim dizi de çevrilmemiş. Doğru Hocam yav.
- Üçüncüsü ise yığılma olan diziler. Z dizileri. Mesela genç kızların çok beğendiği bir oyuncunun rol aldığı, iki başrol oyuncusunun da birbirinden merdane olduğu oyuncu dizileri.
- Evet ben de sevdiğim oyuncuların dizilerini daha çok merak eder izlerim.
- Kim mesela?
- Hyun Bin, Won Bin, Ji Sung, Lee Seung Gi, Rain, Ji Chang Wook, Lee Min Ho, Jang Hyuk daha saymayayım. Park Si Hu.yu unutuyordum yav.
- Kadın Oyuncular?
- Park Shin Hye, Jun Ji Hyun,İU, Suzy, Park Min Young,Moon Cha Won, Han Ji Min, Jung So Min, Park Bo Young ilk aklıma gelenler.
- İşte bir de bunları görüp de yığılanlar var. Fanları var, fanatikleri var. Herkes hücum ediyor. Oyuncuları görmek istiyor. Dizinin önemi yok. Yeter ki oyuncu sevilen HİT oyuncu olsun.
- Doğru hocam sevdiğim oyuncuları izlemekten zevk duyarım.
- O zaman geriye ne kalıyor. D dizileri.  Oyuncusu pek tanınmış değil ama konusu iyi, senaryosu iyi, fakat ilk bakışta merak uyandırmadığı için bakılmayan diziler bunlar.
- Peki kim bakıyor hocam bu dizilere?
- Senle ben.
- Ben bakmıyorum hocam, zaten vaktim yok. İnşallah bayramdan sonra.
- Yani ben bakıyorum. Kalite arayan bakıyor, meraklısı bakıyor.
- Buradan nereye geleceğiz şimdi hocam, uzatmayalım.
- Şimdi yönetici de bakıyor diyor ki. Şu D dizilerini kesik kesik verin de izleyicileri soğusun.
- Ne olacak soğuyunca?
- x ve y dizilerine kaysınlar.
- Niye?
- Çünkü onları HİT yaptık. İzleyici sayısı düşerse mahcup olmayalım.
- Yav hocam niye düşsün ki. HİT o yav. Seyirci sayısı 100’den aşağı düşmüyor.
- İsim söylemeyelim bazıları düşüyor. Niye dersen. Z dizilerini görenler oraya kaçıyor. X ve y düşüyor. O zaman geriye D dizileri kalıyor. Onları ne kadar savsaklarlarsa x ve y dizilerinin izlenme oranı daha da artıyor.
- Biz de o zaman dizimizi izlemek için birkaç gün daha bekleyeceğiz mi?
- Evet maalesef. Birkaç gün geç yüklenecek.
- Hocam. Acaba çevirmenlerin işi çıkmış olamaz mı?
- Olabilir tabii ki.  Çevirmenlerle ilgili hadiseleri biliyorsun çok yazdık. Çevirmen Aranıyor, Bir Çevirmen Gördüm, Laf Çevirmeni, Çeviri mi Çevirme mi, Çeviriyi Beklerken, Çeviri Beklemiyon Gari.
- Artık çevirmenlerle ilgili yazmayayım diyorsun.
- Evet aynen. Çeviri ve çevirmenle ilgili çok yazdık. Artık bu olay onlardan olmaktan çıktı. Soğutmaya girdi.
- Ne kadar soğur Hocam.
- Yani dizimiz buzdolabında, derin dondurucu bölümünde. Fazla soğuyor. Böyle giderse yakında buz tutar. Yani seyirci kaçar.
- Bu kadar kolay mı hocam?
- Kolay. Seyirci doyumsuzdur. Nerede uygun dizi bulursa onu izler. Senin keyfini beklemez. Bunu yöneticiler de bilir.
- Ona göre de taktik geliştirirler diyorsunuz yani.
- Aynen.
- Teşekkürler Hocam. Umarım arkadaşlar aydınlanmıştır. Tekrar görüşmek dileğiyle, saygılar…

22 MAYIS 2019                          HASAN K.