
Karadeniz gibi dalgalıyım,
Biraz da hırçın,
Azıcık kaçkın,
Azıcık bıçkın,
Ama bir o kadar da bıkkın.
Birden yükseliyorum,
Deli gibi davranıyorum,
Sonra düşüyorum,
Pestil gibi oluyorum,
Hamur gibi yayılıyorum.
Etrafta köpükler saçarak dolanıyorum,
Tanıyanlar uzaklaşıyor,
Bir felaket yaşanıyor sanıyor,
Safi sessizliğe bürünüyor.
Ardından bir gök gürültüsü kulakları yarıyor,
Yağmur rüzgarın önünde savruluyor,
Sanki nerelere tutunsam diyor,
Çaresiz bir girdaba kapılmış gidiyor.
Yağmur artık rahatlamış süzülüyor,
Yeşil yapraklara düşüyor, çimenleri eziyor,
Topraktan tekrar geri fışkırarak yükseliyor,
Derelere, oradan da denizlere akıyor, gidiyor.
Su akıp mutlaka yatağını buluyor,
Sözler ise söylenince yerini bulmuyor,
Yanlış yollara gidiyor,
Kalplere dokunuyor, kırıyor,
Telafiyi mümkün kılmıyor.
Keşke sözler de su gibi olsa,
Akıp gitse, okyanuslara karışsa,
Vücutça onulsa,
Dil yarası gibi kalıcı olmasa….
14 Temmuz
2018 HASAN K.

di mi yaaaa ???
YanıtlaSilşu dil var ya insanoğlunun kontrol etmekte en çok zorlandığı organı ;())
karadeniz gibi ;D ;D